YAR BİLDİĞİNEBazen insan öyle sever ki, Bir yalanı gerçek sanır, Bir yılanı yar bilir, sarılır, Sarılır çünkü yürek yanılmayı öğrenmemiştir, Bütün saf haliyle inanmak ister, Sırf bir anlık mutluluğa… Bir hayal kurar, düşlerini serer, Yar diye bildiğine bütün ömrünü verir. Bazen de insan öyle yanar ki, Bir kelime yeter, bir bakış yakar kalbini, Anlar içten içe, o sevda sahte bir gölge, Ama o gölgenin altına saklanır, O yalanın peşine düşer. Çünkü bilir ki, umutla beklemek bazen gerçektir, O yanlış sevdaya umut katmak, Belki de en güzel yanılgıdır. Ne akıl kalır bu sevda yolunda, Ne mantık sorar hesaba, İnsan sadece sever, vazgeçmek nedir bilmez önce, Duyduğu o tatlı yalana inançla bağlanır, Göz göre göre hayalini yaşar, O yar sanır, o can sanır, Bir rüyanın içinde kendini unutur, O yar, kendi dünyasının tek gerçeği olur. Ama bazen insan vazgeçmesini de bilir, Bir an gelir, bir kırılma vakti, Gözlerinden çekilir perde, O soğuk gerçeğe bakar ilk defa, Ve o an, sevdanın yükü omuzlarında ağırlaşır, Yüreği bırakmak için hazırlanır. Dili sustuğu kadar yorgun, kalbi sustuğu kadar doludur. Anlar ki, bazı sevdalar yar değildir, Ve o sevda, sadece yaradır. Vazgeçmek zor gelir önce, Yüreği el vermez, gönlü isyan eder, Ama bilir ki; bazen en gerçek sevmek, Yalanı terk edebilmekten geçer. İşte o an, o yanılgıdan kurtulmak için, Bir adım atar kendine doğru, Belki sarsılsa da, acıtsa da, Bir yarın bırakır ardında geçmişin gölgesini. Ve yürür gider kendi yoluna, Geriye dönüp bakmaz, kırık dökük de olsa, O eski hayalin, o eski rüyanın altında, Artık kendi gerçeğini arar. Çünkü insan sever, yanılır, Ama bazen vazgeçmesini de bilir, Kalbin öğrendiği en büyük gerçek budur, Sevmek kadar, vazgeçmek de insanı büyütür RAMAZAN ACAR |