Ölümden SorulduğundaŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Hatırlatmam olsun, dedikleri gibi...
Tüm zamanlara... Anlayana. Ölümden sorulduğunda, Güneş dürülüp çatladığında, Ay halefi ile selefi arasında yitik... Vakit bitik artık deryalarda, sahralarda... Tüm arzular boşlukta mitik! Kash komi kash komi... Ağla dur anlamsız bu lirik... O anda ne ses kalacak ne müzik. Yalnız kulakları sağır eden bir sessizlik... Ölümden sorulduğunda Güneş dürülüp çatladığında, Ayrı düşmüş nefisler bire toplandığında Sınır çizgileri artık gerçeklikten silik Rüzgara üflenmiş sandığın kemik... Göreceksin o vakit Nasıl da kapanmış bak kalbindeki delik... Tekmil! Hazır olda yan yana. Kimi köle kimi melik Kimi dil bilmez kimi emzik... Kimi dinsiz kimi laik Kimi yalnız kendine nazik... Kimi ezik... Kimi pûr şenlik... Ölümden sorulduğunda Güneş dürülüp çatladığında Boşluk ışık hızı çarpı sonsuz, anti-entropik Nasıl da ters-yüz bak fizik, statik... Değişmez dediğin gerçeklik. Milyonlarca tarik hepsi aynı noktada ân-ı yekte panik, yoktur artık eşlik. Verilir ölüme pekiyi name-i tasdik... Ölüm, ölüme uğurlandığında... Nasıl desem olay örgüsü uzunca bir kozmik... Kısacası bundan sonra Kimi yapar bolca piknik. Kimininse tek içeceği saf nitrik... Selamlar ola. Az da olsa... Saf kalanlara. |