Hayat bu
Babam hep: Hayatta, güzel şeylerin gerçekleşmesi biraz zaman alır derdi!
Ama, zaman, zamanla benden güzel şeyleri aldı, götürdü... Annem ise: hayat hesapla değil, nasiple yaşanır, derdi! Oysa, hayat, benim için, kısa bir öykü idi! Yaşarken, farkında olmadan büyük mücadeler verdiğimiz bu hayat! Yaşarken uğruna uzun acılar çektiğimiz, bu yaşam! Ufak ve küçük, sevinçlerle, mutluluklar, duyduğumuz, anlarla oldu! Daha doğrusu, bazen... Hayat, Yaşarken, söylediğimiz... Ama, acı dolu, ama, için de mutluluklar olan, bir şarkı gibidir! Dillerden düşmeyen, acı ve tatlı sözler... Canlanır, gözde yaşanan anılar! Bazen, bir öyküdür! Güzelliği, sevgiyi, aşkı anlatan bir öykü! Çoğu zaman da: Hayat bir tiyatro... Yaşam ise, sanki tiyatro sahneleri gibi... Birinci perde: doğumdan, yürüyünce ye kadar geçen süredir! İkinci perde: okulla birlikte başlar, iş hayatına kadar geçen süredir! Üçüncü perde: Evlilikle başlar, Baba, anne oluncaya kadar geçen süredir! Dördüncü perde: emeklilikle birlikte başlar, Ölümle, son bulur.... Son perde... Ve Perde mezarda kapanır! Son bulur... Hayat! Bazen de, kısa bir sınama filmi gibi! Kötü başlar, güzel ve mutlu biter! Bazen de, güzel ve mutlu başlar, kötü bir şekil de son bulur! Bazen Hayat! Çoğu zaman; Güzel bir ilkbahar günü gibidir! Hep, güneş, açar kuşlar öter.. Yüzümüz daima güler! Bazen de, bir sonbahar gibi... Şimşekler çakar, hava bozar! Yağmur yağar... Moral bozulur! Üzülür, istem dışı gözlerden yaşlar akar! Tıpkı oluk oluk... Bazen bir dolu gibi... Vurup geçer... Kırıp geçer... Ya işte.. Hayat bu! Çoğu zaman; bir kelebeğin ömrü kadar kısadır! Onun için, ne üzmeye değer... Ne de, üzülmeye... Dinçer Dayı |