İnsan Zaman SözHemen anlaşılacak şeyler deme Bulansın köprüsün gece bağdaşlara Ellerinin süngülerinde gül açanlar Suyun sırtında yanık urba Dirilmeye hangi ölümden geçilir Bir çift gözün kahvesine kalınır Kalınır hatırsız saçaklardan göçen kırlangıçlara Bir adımda nasıl gidilir uzaklara Uzak bildiğimiz avuçlarımızda mı, sığar mı Bir gök bir kafesli göğse de bana Ocak dedikleri avludan beri çözümsüz kilitler Ateş yanar toprak denen yere Kül düşer yaşı kuruyan gözlerden menzile Başakların bilgeliği çocukluğu rüzgarların Hangi fırına pişer yarının ekmeği Aç geldim sana susarak söyle bana Yaymadan yıldızlar Gülümseyen bir sofrayı dilsiz geceye Düşer mi sokak peşlerimize siyah perdeleriyle Örtüsü kalın olur söylenilemeyenlerin İncecik sırlar kalan yüreklerde araya Ağırdır abası sağırdır insanı kategorize etmenin Nasıl kanatlanır sınırlar fısılda kulağıma Uzun oluyor bacakları boşluğa yürüyenin Hiçlik bir medeniyetse önemi ne tarihin Taş devrinde gördüm taşlar duvarlara doğmadan Gördüm senleri ilkten sona Demir cevher parmaklar güneş yazan orman Bir çetrefilli ben davası düşmese Suyun berrak kimyasına Dudaklarına bulaşan kızıllık umutlar mı Söyleme bana Şimdi |
Şeddesiz bir ölüm 🍃🤍
Takvası zikrinde hü ve hu!🌊🕊🧬