NARİN'İM
NARİN’İM
Narin küçücük çocuktu İlkbaharda açılan tomurcuk Yarınlara umuttu Sırtında çantası Güle oynaya Okula gidiyordu Birileri Katline ferman buyurdu Çocukluğunu yaşamadan Boğazı sıkıldı Nefesi kesildi Ne bir ses ne bir seda Cansız bedeni Yere serildi boysuzca ** Söyle Narin’im Söyle ne oldu sana Kimler kıydı körpe canına Konuldun bir çuvala Ağaç dallarıyla Koca taşlarla Koyuldun derenin kenarına Sonunda Gelinliğin sarıldı tabuta Adına ağıtlar yakıldı Nice şiirler yazıldı Tatlı gülüşün Narin bakışın Milyonlarca yüreğe kazıldı *** Okulun ilk gününde Sıraya sekiz karanfil konuldu Her biri Narin kokuyordu Öğretmen sınıfına girince Gözleri doldu Boğazı tıkandı Sıraya baktı Bir Narin fotoğrafı Bir de rengarenk Sekiz karanfil duruyordu Çocuklara baktı Hepsi boncuk-boncuk Gözyaşı döküyordu **** Narin’im çok da delaldı Uzun saçları Ceylan gözleri vardı Kara kaşları destandı Bırakılan dere Akan su utandı Örtülen dal Konulan taş utandı Bir utanmazlar utanmadı Fırat yorgun Munzur durgun Dicle suskundu Sanki hepsi Narin’e yas tutuyordu Muzaffer KALABA |