Uzun sürmesin gelişinUzun sürmesin gelişin Ellerinden tuttuğum da Sıtmaya yakalanmış gibiydim Bir tutam ateş Birde bakışların kaldı Göz yaşlarım tesbih tanesi Çölsüz Mecnun gibiydim Şah damarından yakınım dedin Ama gönül öksüz kaldı Hangi kahinatin hangi köşesinde damladın Hangi bulutla hangi aleme indin Şimdi ise ellerimde tesbih tanesi oldun Hangi sabahın hangi seherin de Hangi gönüle aşk diye ilmek ilmek işlendin İkametgahın sadrim da Cennetim sen Sırrım da sır ey sevgili Mansur ifşa etti külleri firarda Ben ise esir bu beden içinde Dar ağacı bedenim İmlik boynumda Seni bekler infaz için Uzun sürmesin gelişin Bu sırrı içinde sırlandırma |