Hayat Hikâyeleri
Bazen mutlu, mesut, bazen hüzünlü;
Hayat şöyle, böyle geçip, gidiyor İnsanın yüksekte geziyor gönlü; Şartlar yüreğini delip gidiyor Günler gelir, geçer ağlı, karalı Kimi züğürt yaşar, kimi paralı Vurgun yemiş, yüreğinden yaralı Acıyla, çileyle dolup gidiyor Gönlü tahrip eden biri çıkıyor Kurulu köprüyü yakıp, yıkıyor İletişim yollarını tıkıyor Dostluk bağlarını yolup gidiyor Şer şebekler fitne ateşi yakar Nice mazlumların ciğerin yakar Vurur, kırar, çalar keyfine bakar Butün suçlarıyla ölüp gidiyor Her kişinin ayrı hikâyesi var Kendine has, farklı bir gayesi var Halkın nazarında bir payesi var Haini, zalimi silip gidiyor Her yüze gülerler, iki yüzlüler Tek başına kalır doğru sözlüler Karanlık kişiler, kırık gözlüler Halkın ekmeğini bölüp gidiyor Karaya vurursa dümensiz gemi Yüreğine gömer derdi, özlemi Tefekkür edenler öbür âlemi Derin duygulara dalıp gidiyor Acep ne gösterir gelecek günler Bir ip ucu verir gördüğün dünler Bilmem nere taşır bizi zeminler? Gaflette olanlar gülüp gidiyor Her kişi ektiği ürünü alır Kimi yükselirken, kimi alçalır Kiminin hayali gözünde kalır Kimi muradını alıp gidiyor Emrolduğun gibi, etmeli taat Ne büyük meziyet aza kanaat Nefes tükenince, saf saf cemaat; Mevta namazını kılıp gidiyor Mehmet Postallı / 2024 |