sabahın serinliğinde gerinen ağaçları saran rüzgârların nefes hoşluğu yayılmış etrafa bendeyse yavru bir kirpinin büzülüşü dudağı karıncalanan günün gelişindeyse dumansı huysuzluk
biliyorum ki çözümlenecek bir sürü problem nerden başlasam oradan eksilecek aslında bu umarsız hayatın içinde sürekli yuvarlanmaktan debelenmekten bittim
dünyanın bu arsız telaşı bitip tükenmeyen zamparalığı üç günlük ömrünse acıyla kederle gamla tütsülenen zamanlarını düşünürsek insanın toprağa dönme hevesi neden bu kadar çok körükleniyor anlaşılır
devamlı ölüm ve doğum med-cezirlerinde boğulan insanın ruh durumuysa hep inişli çıkışlı her gün başka bir sıkıntıyla dağılan insan kıyıya çarpan dalgaların sarp kayalıklarda ufalanıp damla damla parçalanışı gibi eksilir her gün
haydi kolaysa umursama takma dünya’yı başını salla geç olmuyor işte illa ki tırnaklarınla kazıyorsun geleceğinin inşa duvarlarını gecegündüz çalışıp bir şeyler üretmek bir şeyler başarmak istiyorsun
sonra gelen yıkıcı darbelerin sürpriziyle yıkımlara sürükleniyorsun ne istikamet kalıyor ne de hedef vazgeçiyorsun işte olan bu devamlı hayatı başa sarmaktan insan yorgun insan bezgin insan bitkin insan isteksiz amaçsız mutsuz
bunları karamsarlık saymayalım yalandünyanın düpedüz gerçekleri işte bana hep mutlulukla kutsanmış bir yaşam varsa gösterin
gösterin de saçımı başımı yolayım beceriksizliğime tüküreyim yaşamın dayanılmaz bir büyüsü yok aslında dayanılmaz bir çaresizliği var
beyhude çırpınışlar gereksizdir içinde eskidiğimiz ömrü önce rüzgârlar alır estirir yağmurlar bulur yıkar topraksa önce sarılır sonra yutar
peşi sıra koştuğumuz aylar yılların sonrasında gelir sayılı günler öylece geçer gidersin
kimsin nesin esamen bile okunmaz zamanla hücren bile hatırlanmaz unutulursun
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
GÜN SABAHI şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
GÜN SABAHI şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Sevgi Sadakat Niyet Merhamet Hürmet Vefa Dürüst İnsan ........ Onca insan kişiliği kanatlanmış, uçtu uçacak Şükür ki kanatlarım yok Azıcık saçlarım uzun aklım kısa Bu sayade Hayâtın edebiyat fakültesi mezunu oldum Lâkin; Ön lisans şart diyorum.
Oysa şiir olacaktım her çiçeğin nefesine Samanyolu yıldızlar altında çocukluğumdan kalan Tek yadigâr babamın şevkat dolu merhameti kalbi Bana kalan.
Ne çabuk büyüdük, büyüdüm Yürüyorum prangâlı zamanda içimde biriken olağanüstü acılar ayağıma takılır bastığım caddeler boyu taşlara
Uzuun hikâyeler Sonu acıyla bittin Nereden başlasam ayaklarım tökezlendi Gel gör ki önce cılız bedenim eridi Sonra Nefesim kursağımda takılırken Kalbime ahit teşvik belgesi asıldı Üzerimde farz mış gibi
"Her şey zıddıyla kaimdir." Çok önemsediğim bir cümle bu, çok kısa ama içinde sayfalarca yazılabilir felsefik bir anlam taşıyor. "bana hep mutlulukla kutsanmış bir yaşam varsa gösterin." böyle bir şey yok, olmasını da beklememek lazım gerçekçi ve anlamlı da değildir. Çünkü her şeyin pak, her şeyin beyaz her şeyin iyi her şeyin kusursuz olduğu yer hastalıklıdır, yalandır, iyi değildir. Stabil olur, tek tip olur. Mutlluluk mutsuzluk olur, renksizlik olur. İyiye güzele çaba vardır ama mükemmeli bulmak pek mümkün değildir. Öyle olsa da orda bir başka kemliğe vesile vardır. Herşeyin en kötüsü veya en iyisi mükemmeli değil makul olanı-ortalama olanı hedeflemek daha doğrudur, bu anca kişiyi mutlu kılar. Kaleminize sağlık, düşündüren bir şiir okudum. Sağlıcakla
Rica ederim. Evet dediğiniz gibi eksik bir tarafımız var ve böyle daha iyi bence ve aslında mutlu olmaya bir vesile. O eksikliği tamamlamak yaşama çabasıdır, işte. Selam ve saygımla
"her şeyin pak, her şeyin beyaz her şeyin iyi her şeyin kusursuz olduğu yer hastalıklıdır, yalandır, iyi değildir. Stabil olur, tek tip olur. Mutlluluk mutsuzluk olur, renksizlik olur"
çok doğru sanki bir amacı kalmaz gibi insanın bence de...
zaten öyle bir dünya olsa da insanoğlu yine memnun kalmaz yine mutsuz olur...çünkü bir arayış içinde ruhumuz kalbimiz hep bir eksik yanımız var sanki tamamlanacak ....
onu bulmak ona varmak için yorulacağız yıpranacağız ve tabi ki bulamayacağız...
bu bu dünyada mümkün değil... zaten
onun için elimizdekilerin farkında olalım kıymetini bilelim yeter bu fani dünya da
nedendir bilmem ekimde bitiyor ondan mı sonbahar bende hep yalınayak bir hüznü yalnızlığı birazcık unutulmuşluğu çağrıştırır bu şiirin içinde kayboldum....
Bu şiir, insanın yaşamın geçiciliği, ölüm ve doğum döngüsü içindeki yerini sorgulayan karamsarlığın ötesindeki beni çağrıştırdı. Şair, sabahın serinliğindeki doğal imgelerle başlarken, içsel bir huzursuzluk ve kaygıyla bu güzelliğin çeliştiği mısralarla okuru tam on ikiden vuruyor. Benden fazla bu şiire vurulanı vururum demiş olayım :)
"Yavru bir kirpinin büzülüşü" betimlemesi doğanın huzurunu zedelerken, insan ruhunun korku ve tedirginlik içinde olduğunun ifade edilişi durma oku dedirtti şiiri "Umursama" ve "haydi kolaysa" gibi kullandığın kelimeler hayata karşı dik duruşunu yaşamın yükleriyle nasılda başa çıkacağının mısrala tokat gibi çarpmasıydı adeta "Dünyanın bu arsız telaşı" ve "üç günlük ömrünse acıyla kederle" dizelerinde ölümlü dünyaya ne kadar çok değer verdiğimizi oysa gideceğimiz yerde cebimiz olmadığını yaptıklarımızla yaşattıklarımızla anılacağımızı ve ölüm düşüncesinin kaçınılmazlığını ortaya koymuş "Beyhude çırpınışlar gereksizdir" dizesi, yaşamın zorlukları karşısında hissettiği çaresizliğin sen dilinden bizlere dökülüşü....
Şiir, varoluşun anlamını sorgularken, yaşamın dayanılmaz bir büyüsü olmadığını, aksine çaresizliğinin baskın olduğunu ve zamana karşı boşuna mücadele etme sonunda unutulacak olduğunu vurgulayarak karamsarlık içinde gerçekci bir bakışla bizi kendisine rehin etti....
Sadakat
Niyet
Merhamet
Hürmet
Vefa
Dürüst
İnsan
........
Onca insan kişiliği kanatlanmış, uçtu uçacak
Şükür ki kanatlarım yok
Azıcık saçlarım uzun aklım kısa
Bu sayade
Hayâtın edebiyat fakültesi mezunu oldum
Lâkin; Ön lisans şart diyorum.
Oysa şiir olacaktım her çiçeğin nefesine
Samanyolu yıldızlar altında
çocukluğumdan kalan
Tek yadigâr babamın şevkat dolu merhameti kalbi
Bana kalan.
Ne çabuk büyüdük, büyüdüm
Yürüyorum prangâlı zamanda
içimde biriken olağanüstü acılar
ayağıma takılır bastığım
caddeler boyu taşlara
Uzuun hikâyeler
Sonu acıyla bittin
Nereden başlasam ayaklarım tökezlendi
Gel gör ki önce cılız bedenim eridi
Sonra
Nefesim kursağımda takılırken
Kalbime ahit teşvik belgesi asıldı
Üzerimde farz mış gibi
Şimdi
Yalnızlığımın, yalnızdır beni anlayan
Fazlalık kalabalığı kapısına sürgü çektim
Kâfiyeli acıları bıraktım
Hayatın yüzüne
Bahara s/af tutsun çocuklara
Demem o ki
Aynı şiirleri okuruz küflü bir duvarlarda
Aynı hikâyeleri yazarız düşlerimize
Bide; yakamızdan düşmeyen
Kârûn bir ağıt taşırız yüreğimizde
Ki
Gün/ahımız yankılanacak Allahüekber Dağları’nda
Benki göğsümde nurtopu hasret uyuturum
Sevgili şairem sabah okudum şiir yüreğini
Yine kendimi buldum
Doldu gözlerim hüzün yağmurları..
"Yok, hayır ağlamayacağım" dedim
"Haydi Gülümse "
Şiir yüreğinden öperek
Kucak dolusu sevgilerimle 💐 💞