MAKBER ( KAYIP )Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Ölüyorum, öldürmeyin! Soluyorum, soldurmayın!
MAKBER ( KAYIP )
Hava puslu, toprak kuru biz nereye gidiyoruz Yabancıyız bu dünyaya yol da kayıp iz de kayıp. Bağrımız içinde yumru, ömrü ziyan ediyoruz Nasıl daldık bu deryaya kol da kayıp diz de kayıp. Yürüyoruz bilinmeze an zamansız günler asır Sırtımızda kervan yükü üç ibrik su yırtık hasır. Yürüyoruz, düşe -kalka, ayak tabanında nasır Hayli uzak dost dergahı il de kayıp düz de kayıp. Kulaklarda bir uğultu duyulmuyor sanki ezan Kavuşmuyor iki yaka, tam tutulmaz oldu mizan. Tabak kırık kaşık bükük kaynamıyor hakla kazan Gönüle ikramı yazan el de kayıp yüz de kayıp. Söyleyin bana ne olur, kim harflerimi saklayan? Aslını inkara kalkıp konuşmamı yasaklayan. Korkuyor geçen günlerden kalan günü ayıklayan Ben insanım diyebilen kul da kayıp cüz de kayıp. Manası yok isimlerin, çerçevenin,resimlerin Mana ararken yanıyor ruhu korda cisimlerin. İntiharı tüm düşlerin, ilk baharı mevsimlerin Efil efil esip gelen yel de kayıp güz de kayıp. Üstümüzde kımıldıyor varlığın nurdan heybeti Çözülmeyen sır içinde unutmuşuz nedameti. Karnımızda aç canavar, ağzımızda gıybet eti Yalnız güzeli söyleyen dil de kayıp söz de kayıp. Gülüyor yâr cânan deyip cânın yanına kıvrılan Gülüyor koca çınarlar hazla benim tek devrilen. Ağır aksak okunarak dönüp en başa çevrilen Yanıp yandıkça savrulan kül de kayıp öz de kayıp. Görmüyorum bağda bağın dalda gülün solduğunu Bilmezdim ben gecelerin böyle kara olduğunu! Tüm insanlık arar halde günden evvel bulduğunu Şafaklara aralanan tül de kayıp göz de kayıp. Peşimizde iz sürüyor sinsice gezen bir yılan Av oluyor umarsızca yılanın önünde kalan. Rabbim bu ne türlü azap kabirden dar sanki alan Her şey yalan diye çalan tel de kayıp saz da kayıp. ELİF KESKİN KARABULUT.../ ŞİİRLERİN ŞAİRİ... 20.12.2015....Başlangıcı/ son dört dörtlük...24.12.2015 saat : 03:00 Bitiş ******** Bir sitem ki dinleyen de; anlayan da buna susar Bir sitem ki bu sükutu mühürleyip arşa asar Gökten yere düşse aklı kabul eder; ruhu kusar Damlaya bağrını açan çöl de kayıp toz da kayıp..../e -selcuk teşekkürlerimle... ******* Ömür bir gölge misali, sessizce geçip gidiyor, Yalan dünya, yüreğimde boş hevesler birikiyor. Bu fani hayatın sırrı, her adımda çözülmüyor, Gözyaşım akarken bile, umut bende hep kayıp. Yüreğimde sancı var, derin bir yara açılmış, Geceler boyu ağıtlar, sessizliğe karışmış. Her nefeste adım adım, varlık bir hiç sanılmış, Kader yazısı silinir, ne tel var ne de saz kayıp.../Nejat Hoca teşekkürlerimle... ********* vuruldum bir ela göze, arıyorum dağı, taşı yürek buruk, hisler hasta, göz kapalı, hisler şaşı yollar puslu, dağlar duman bulamadım kalem kaşı yollarda bir emare yok, yel de kayıp kız da kayıp.../hosoglu teşekkürlerimle ... ******** İnsanlıktan uzaklarda geçip gider hayatımız Merhameti doğruyoruz elimizde pusatımız Ne fakire sadaka var ne fitremiz zekatımız Dillerde şükür tükendi bol da kayıp az da kayıp.../Şentürk Dursun...teşekkürlerimle |
İmreniyorum böylesi kelime haznene, duygularına.
Şiirin nakark kısmında çifte kafiye var...
İçten söylüyorum, çok yetenekli bir şairsin kızım.
Ne mutlu...