Şirazekırmızıydı gece ve sen yoktun akşam sefalarına fısıldadım sırrımı her şeyi çok düşünüp hiçbir şey yapmak istiyorum bugünlerde duymuyor musunuz biri çözsün bileklerimdeki kelepçeleri oysa ne kadar köfte o kadar ekmek diyor sözleri paltolarından büyük adamların çıngıraklı dilleri kar yağıyor şapkalarına yakıyor ceplerini satın aldıkları yaşamak iddiası gittikçe büyüyor boyları onlar konuştukça yutuyor gölgeler ikindi vakitlerinde yitirilen bozuk aksanları ne zaman aşk şiiri yazacaksın diye soruyor kalem susuyorum derken Büyük adada buğday tenli bir güfte oluyor zaman saçlarımda mor begonviller kirpiklerim serçe kanatları tenimi sımsıkı saran defne kokusu iki sokak sonrası denizle kavuşuyor yüzümün güneş gören kıyıları ve sen sadece hayaldin belki akrep yakınca canımı yelkovanın ardında s’aklıyorum kelimeleri dibi görünmeyen bir körlükte hâlâ kayıp gözlerim sözlerin incinmişliği ruhumun yangın sessizliği derin nefeslerle sarsılıyor göğsüm dağlarda yankılanan türkülerin uzaklığına alıp başımı gitmek var şimdi diyorum aynaya asıp idamlık son bakışımı bütün ışıkları kapatıyorum öyle uykum var ki avuç içlerimdeki çizgilerden geçiyor özlediğim gökyüzü şarkılarının yolları hadi bul beni yarından önce çok geç olmadan Gia. |
çerçevesine dargın bir resmin
son sahnesine eşlik ediyor
tınısı tanısından şikayetçi bir mevsim
albenisi
akasya çiçeği harflerce
g'izlenirken
kar beyaz umutların utkusu
kırgın bir kalemin
solfej aralığında
güftesiz yaşamak melodisine dönüşüyor
son fasıl bir hayal
iç yasınla hem hal
çıplak gönül aynasında
buğulu duyguların son serenadı
geride kalırken
baştan yazılacak güzellikler
dünü getirmeyip
yarını
çıkmaz sokaklarla mühürlerken zaman
yarım kalıyor tüm yakarışlar
üç vakte kahve falı
misalsiz visal le aydınlatsa da
ruhumdaki beklemek zindanını
aklımın izbesinde
hayal olmaktan öteye geçemiyor bir şeyler
ve biliyorum ki
sen de sadece bir hayalsin...
yine güzel bir şiir okuttunuz kaleminizden
gönülden tebrikler değerli şair..
saygıyla