ESİR RUHUM
hiç bu kadar çaresiz ve kimsesiz hissetmemiştim .
içimde yarattığım benin dışında kimseyle uyuşmuyor ruhum. sessiz bir yalnızlığın içine hapsolmuşçasına, göz gözü görmüyor karanlığımda... burnuma sadece küf kokuyor! yıllarca rafta unutulmuş nemli çamaşırlar gibi, gün geçtikçe çürüyorum. keşke demeyeceğim, ama yine de. yinesi de yok... sanırım tüm maviler griye çalıyor. ve grinin keşkesi mavi, günden günde soluyor… gözlerim; nemini de, ferini de kaybediyor. hangi acı kutsayabilir ki onları şimdi, iki damla yaş ile… sanki bir dönemecin en kıvrım yerindeyim. bahanem yok.. bu neyin bedeli, hangi günahın bedeli bu diyemeden, aklımda anlamsız sorular yığını ve soruyor içerdeki; -neyi niye kaybettiğini dahi bilmeyenin yok olmak değil miydi cezası? ruhum esir... ruhum yılgın... boşuna sevmişim bunca yıl sizi bu sevmek sevmek değil, tükenmenin ta kendisi... |