RAHMAN RAHÎM OLAN...İstanbul’da hepimiz bir kurbanlık koyunuz, Nerelere kaçalım, depremzede soyumuz. Bu oyunlar içinde kıldan ince boynumuz, "Kader" denecek yine, her zamanki huyumuz. Çok katlı binalarda Hatay’ı görüyorum; Daracık sokaklarda çâresiz yürüyorum. Fay’ların kırığını duâmla örüyorum, Sabah, akşam Rab’bimden korunma diliyorum. Ne Beled-i emin var, ne de devlet düzeni, Dünya tekrar görecek; ezileni, ezeni. Biz halkız görüyoruz çalışanı, gezeni; Âfet büyük, yıkım çok, hani nerde sezeni? Zaman aştı zamânı, bakan yok İstanbul’a, Elli kat binalarda insan canı bir pula. Kimdir ruhsatı veren, yedi ceddi yok ola, Kıyamet günü yakın, artık kalmadı mola. Yazanlar hep yazıyor, söyleyenler söylüyor, Devletlü sus pus olmuş, olacağı gözlüyor. Belki de ekonomi böyle rahat dönüyor; Görmez olmuş bakanlar, ne ocaklar sönüyor. Depremlerin hikmeti, yıl geçti anlaşıldı, Gördük, yeni düzene ne çabuk alışıldı. Zaten herşey ezelde alnımıza yazıldı; Rahman olan Rab ile uzun yıllar aşıldı. Ansızın kırılacak fay denilen o âfet, Tarihi şöyle düşün; her kırık bir kıyamet. Sen hâlâ uyusan da, önündedir alâmet, Yâ Rab, Sen koru bizi, yönümden kalksın zillet... 17.04.2024 Fatih-İST. Enver Özçağlayan |
Muktedirin yoluna, tüm mazeret saçılır
Yerkürenin kanunu, yine hiçe sayılır
Kader sanki tek suçlu, hep kadere çatılır
Dağları durur sanma, diyen Rabbim değil mi
Dağları durur sandın, bu aymazlık değil mi
Depreme dayanıklı, malzeme nerde hani
Kader sanki tek suçlu, hep kadere çatılır
Kıymetli Ağabeyim
İnsanoğlunun çaresizliğini çok veciz resmetmişsiniz
Allah muhafaza
Güzel Şiirinizi zaman dinlesin
Çok saygımla Üstadım
Çok saygımla