YALNIZLIK SENFONİSİ**Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Yalnızlık, insan ruhunun en derin köşelerinde yankılanan bir senfoni gibidir. Her bir notada, yaşamın acıları ve sevinçleri, kayıplar ve kazanımlar, hüzünler ve umutlar saklıdır. Bu şiir, yalnızlığın ve hafızanın, geçmişin izlerini taşıyan ve geleceğe dair umutları besleyen karmaşık duygularını yansıtır. Anıların ve kaybedilenlerin hüzünlü melodisi, annenin teselli dolu sesiyle birleşerek, ruhu sarar ve ona güç verir. Hayatın kaotik döngüsünde, bu ses, yalnızlık içinde bile bir rehber, bir ışık olur. Şiir, yalnızlığın acısını ve aynı zamanda içsel gücünü, insanın kendi içinde bulduğu huzuru ve direnci anlatır. Her fırtınadan sonra, bu içsel sesle yeniden buluşmak, kendine dönmek ve hayata tutunmaktır.
..
Ünlenmiş yalnızlığımda bir ezgi gibi döner, ölçüp biçerim acıları, her yaraya yeni bir ad, her hatıraya başka bir iz bırakırım. Ama bitmez, tükenmez, bir türlü tamamlanmaz bu hesap, her nefeste daha derin bir yara çıkar karşıma, sanki hüzün, çoğalarak büyür içimde, durduramadığım bir nehir gibi akıp gider, karanlıkla beslenen, susmak bilmeyen. Her şey eksik, her şey yarım, sanki ne kadar hesaplasam da, bu acılar hiç tam olmaz. Öpüp de başıma koyduğum o eli hatırlarım, rüzgarın ters esen soluğu içimi delip geçerken, serinliğiyle birlikte getirdiği hafif titreme, ruhuma işler usulca. Bir yandan ruhumu titretir, diğer yandan geçmişimin izlerini siler, ne varsa kaybettiklerimde, rüzgarla birlikte savrulur sanki, ama hafızam inatçı, silerken bile unutmaz hiçbir ayrıntıyı. Sadece ben kalırım geriye, geçmişle gelecek arasında asılı, eski bir fotoğraf gibi solgun ve kırılgan. Varsa yoksa annemin ince sesi gelir kulağıma, manidar, derin, her cümlesi anlam yüklü, gözlerim kapanırken bile o sesi duyarım. Hiç bitmeyen bir ağıt gibi dolanır havada, hem hüzünlü, hem umut dolu. Ne varsa, o seste saklıdır, bir çocuğun annesine duyduğu güven gibi, beni sarar, korur, ama aynı zamanda içimdeki fırtınayı da besler, hem acıyı hafifletir, hem de derinleştirir. Hayatın bu berduş sofrasında, her şey karmaşa içinde savrulurken, yine de o sesi ararım her kayboluşumda. Çünkü bilirim, o ses, en dipte bile bir yol gösterir bana, ne kadar uzağa düşsem de, hep o sesle dönerim kendime, her fırtınadan sonra. *HÜZÜN GEMİSİ-ALPEREN AHMET NEJAT* |
manidar, derin,
her cümlesi anlam yüklü,
gözlerim kapanırken bile o sesi duyarım.
Hiç bitmeyen bir ağıt gibi dolanır havada,
hem hüzünlü, hem umut dolu.
Ne varsa, o seste saklıdır,
bir çocuğun annesine duyduğu güven gibi,
beni sarar, korur,
ama aynı zamanda içimdeki fırtınayı da besler,
hem acıyı hafifletir,
hem de derinleştirir.
Değerli şair kardeşim, insan, Allah’ın en güzel bir eseridir ve yer yüzünde halifesidir. İnsan, yaratılan olduğu hasebiyle yalnızlık yaşar. Varlığında pek anlamadığımız, yokluğunda ise hasretle beraber yalnızlık yaşarız. Bu herkes için böyledir. Hiç ayrılmayacağız sanırken bir de bakarız ki dünler geçmiş bu günler gelmiş ve bir sese hasret kalmışız.! Şu yalan dünya böyledir işte, yaradan böyle yaratmış.
Yüreğinize, gönlünüze ve emeğinize sağlık üstadım. Duyarlı yüreğinize selam olsun.
Tebrik ediyorum ve yürekten kutluyorum sizi. Selam ve saygılarımla hayırlı sabahlar diliyorum. Esen kalın..