DEVRAN (1)
12 Eylül Cunta’sı beterdir “Sevr”den bile,
onca yıl geçti gelinemedi hâlâ kendimize; Kazanmıştık Kurtuluş savaşı’nı, Lozan’da geri almıştık bağımsızlığı. O kara gün yaparak emperyalislerle birlik yitiriverdik Milli Onur’umuzu, kumpaslarla didik-didik bitiriverdik Şanlı Ordumuz’u... Devran aynı devran,(*) zamansa aynı zaman aman, bilin ki her Serv’in vardır bir Lozan’ı, her hiyanetin de bir oyun bozanı. Ne Vatan kalmıştı savunulacak, ne özgürlüğü seven, vatanı kurtaracak, bu günki gibi yanlış olduğunu bile-bile girmek isteyenler bile vardı yabancı himayesine... Devran aynı devran aman, zamansa aynı zaman, tabi ki her Sevr’in vardır bir Lozan’ı, her hiyanetin de bir oyun bozanı. Emperyalist’leri Atatürk ile yendik, kurtadık vatanı, Osmanlı’yı bitirdik, Halife’den, Tarikat ve Ulema’lardan kurtulduk, İşgalci’lerle birlikte hepsini döktük denize Laik ve Demokrat bir Türkiye Cumhuriyet’i kurduk, ama yeni işbirlikçiler iktidara geldiler yine... Zaman yine aynı zaman, Devran’sa yine aynı Devran aman, ama ki her Sevr’in vardır bir Lozan’ı her hiyanetin de bir oyun bozanı Saray aynı, yine karar veriyor hükümdar; Dolar karşılığı katla vatandaşımız Arap’lar, Suriye’li, Afgan’lı, Afrika’lı, Rus ve Ukranya Sığınmacı’larıyla yine o günlere geldik, bir saltanatı devirdik, yenisini getirdik... Zaman yine aynı zaman, Devran’sa aynı yine aman, elbet ki her Serv’in vardır bir Lozan’ı, her hiyanetinde bir oyun bozanı! (*)Ne gariptir ki DEVRAN kelimesiı; “Doğa-üstü güç“ ile Doğa, „Mantık-dışı Raslantı“ ile Alın Yazısı(=Ezeli Tanrısal buyruk), Evren, Zaman ve Çağ gibi içlerinde karşıtları olan kavramları yan-yana taşır. |