V/AH DİYEŞiirin hikayesini görmek için tıklayın hikayesi derinden incinenlere...bu gece benden bir hikâye size...
ah diye... vahlanmak hazdır diye... geçerken sayfamdan usulca periler ellerim ağlıyor ve üşüyor dudaklarım... elvedaların savurganlığında kısılıyor sesimdeki notalar... kal diyemiyorum... gardiyan bekleyişlerin girdabında büyürken gitmeler sensinsizliğin gazabıyla beni idam etmeye nasıl da sabırsızlanıyor cımbızla canımı yavaşça içmeler... nefesim cansızlaşıyor, küsüyorum bu gece her şeye... titrek bir mumun yanına yüreğimin gölgesi düşüyor hafiften serseri bir mabet sarmalamaya geliyor avuçlarımı inceden... ah diye vahlanmak hazdır diye... es geçiyor yüz vermiyorum hiç bir kırbacın matemsizliğine... ben, karalamadım hiç buselerimi fersah fersah tırmalamadım tenimin ayıplarını çizgiler koynuma girerken namusum lekesizce sırıtıyordu... ve ben son kez ölmüyordum gerçekten... ufak sezişler, büyük mutluluklar hep kandırmaca masallar, biliyordum... ekmek kırıntılarını toplarken umutlarım ayaklarımda bir yağmur telaşı belim bükülüyordu ansızın ... .. . hayat gene sahteleşiyordu... olur bazen böyle bitimsiz cümleler sondaki noktalar doyumsuzlaşır kimi vakitler ve gecelerin koynunda sevişirken yıldızlar içimde biriken lavlar girer kasıklarıma... ah diye vahlanmak hazdır diye susuyor çürümeye yüz tutmuş solgun uzuvlarım içtikçe içer gibi tüm ölümlü tütünleri... saplantıların ucunda asılı duran intiharlar taze yularında cimri hayatlar taşıyor gözbebeklerim büyüyor her gün doğumunda içimde biriken mezarlar ağlıyor sinsice... ve siz gözlerimdeki yaşlı biçimler alnımı karışlarken daha sessiz olun ben hayatı dinlemeye yatıyorum her gün bir eksik atarken ruhuma hülyalı ömrüm zil zurna sarhoşluğa dil çıkarıyorum... haydi son bir hamleyle ezgi tuttur da boğumlu sesim bir ninni söyle kucak açmış hayata bana geç kaldığını çisele zelzeleli ağıtlarla ben gidiyorum yokuşlardan yuvarlanan adımlarımla ve vasiyetim şudur ki kaybolan yıllarıma eskittiği bedenimle sonsuza dek uyusun artık... ah diye vahlanmak hazdır diye kefaretledim hep dünyamı ahiretime kefaretledim hep dünyamı gözlerine... _Bahar Liman_ |
Ne biçim bir dörtlük geldi içimden şimdi ne alakası var ki yanmış küllenmiş harlanmış horlanmış yüreğin haykırışına cevap olsun... Yok yok yazdım o kadar yukarıdan aşağıya da okudum yazdğımı ben bişi anlamadım... Ama içim bunları de dedi! dedim.... Şaşırttınız gecenin bir vakti beyin hücrelerimi sıkıştı kalbim okurken... ama dilimde tutacağım sözler var ıslık niyetine çalıcam yürürken
Saygılarımla sonsuz tebriklerimle
İsmail Yılmaz
dağ köylüsü tarafından 8/13/2009 2:16:28 AM zamanında düzenlenmiştir.