Dağıldık
Yavşak bir tutsaklığın esiriyiz.
İki yakası bir araya gelmez, Özgürlüklerin kesik dilliyiz. Yaslı yüreklerin buz tutmuş, Hasret kokularıyız… Umarsız bir düşün içindeyiz. Dürtüler ile büyüyeceğiz. Ha bugün ha yarın derken, O yüzümüzdeki bir yudumluk, Gülüşleri de yitireceğiz… Ufkumuz da açan güneş, Tepeden tırnağa yıkıyor bizi… Güneşi içiyor kana kana çocuklar. Dağıldık bak her birimiz, Bir başka kentin soğuk kollarına… Nasıl da ölüm kokuyor hava, Barut kokusu da yok üstelik! Ne çok zulüm ekilmiş yeryüzüne… Yeryüzüne kan akıyor kan… Kim neden ölüyor, kimse bilmiyor? |