Sekiz Oktavsöz veriyorum kendimi bulduğumda ilk size haber vereceğim eylülün yüzüne yaklaştırıyorum yüzümü buğulanmıyor camlar sepia bir şarkıda rastlıyorum ona uzun yıllar yavaşlatmış sesini en sevdiği çiçek hâlâ açelya çıkılmaz yokuş olmuş güvercinleri elleriyle beslemeyeli bir adam sevdiği kadını bıçaklıyor sırtından bir dost dostunu soğukluk giriyor kırmızıyla arama mesafeler iyidir diyorum es veriyorum kırmızılara ölüyor gelincikler dikkatli çıkıyorum basamakları düşersem kan tutuyor yüreğimi kayboluyor baş ucumdan sözcükler bir gülün yaprakları arasında saklıyorum kurutulmuş cevapları derken dev cüsseli koca dudaklı gölgeler geçiyor içimden dağılıyorum odacıklara odacıklarda akvaryumlar balıkların ağızlarında oksijen tüpleri çekirdek yiyor balkonda bir kaç kişi kahkahaları çekirdek kabuklarına takılıyor gözlerim boğulmak üzere imdat diye bağırıyor içimde siluetsiz bir ses bakışlarımı yakıyor güneş terin esmerdi diyorum senin bir ihtimal canım sıkılıyor birden afili bir ölüm beğeniyorum kendime rengi karanfil kurusu sen gibi kokuyor aldığım son parfüm adı Impossible günlerden cumartesi ardımda uzaklaştıkça eskiyen üç beş cümle anlamı kime ve neye göre kanım çekiliyor damarlarımdan dudaklarım sepia şarkının dilsiz notaları hadi git şimdi diyor aynı ses nefesimi gagalıyor kuşlar Gia. |