HÜZNÜN NEDEN SAKARYA?..Çorağımda açmıyor ne bir lale, ne de gül, Ey Çoruh ve Sakarya, bu mevsim bana dökül. Siz şanla yaşadınız, bize kaldı duman, kül; Ey Çoruh ve Sakarya, bu mevsim bana dökül. Gaflet bitmeli artık, açsın sularda şafak, Yeni güneşler doğsun, pembeyi sarsın âfak. Yetsin, toprağa girsin kanımı emen nifak, Ey Çoruh ve Sakarya, bu mevsim ayağa kalk. Bir zamanlar Sakarya; Türk’ün yoldaşı idin, Askerimin çarığı, kabının aşı idin. Anaların kınası, gözünün yaşı idin, Bugün neden mahzunsun, yatağına çekildin? Seni çoktan tanırım; şan vermiştin Millete, Karanlıkları boğdun, son verdin her zillete. O zaman dikdi başın, ün verdin bir Devlet’e, Haydi davran Sakarya, bürün kemiğe ete. Biz seninle zor günde, Akdeniz’e yürüdük, Dik dağları düz edip, Yunanlıyı sürüdük. Savaş artıklarını ta İzmir’de kürüdük, Dostum, canım Sakarya; sen pıstın, biz eridik. Çoruh Karadeniz’in en ucdaki yiğidi, Sakarya, Batıya dek uzanan Türklük miti. Ta doğudan batıya bağladık derken iti, Gel gör ki ermeninin yine kanlanmış biti. Irmakları yurdumun hepsi şanlı gazimdir, Dicle, Fırat, Zap Suyu alnımdaki yazımdır, Kimisi geleceğim, kimi temiz mazimdir, Kızılırmak göz nûrum; Seyhan, Ceyhan kızımdır. Hangisini anlatsam içimden ağıt gelir, Yeşilırmak gözlerden hayallere yücelir. Hele şu Göksu’yu gör, alçalırken yükselir, Bir tek senin Sakarya, akışın hüzün verir... 19.04.2015 (ARŞİV) FatihİST. Enver Özçağlayan |