Ağ Bozumu - Keçe
Sen ilikleririni
Derilerini Sıyırırcasına Ayaktaki geceyi sabaha Sırtından Ensesinden Ufku ufkunda Sancılı zamansızlığın O uykusuz O nefessiz sanrıların O ucu yanık kirpiklerin O pas tutan kağıtlarına Kalemi parçalayan küreklerle Çivilerken dar alanlarını Kucaklarken serinliğin ağırlığını Yutkunamayan nefesinden Donup kalmış kapaklarında Damlalardan birinde Asılacaksın budaklarından Avuçlarındaki kesiklerden Tuzları Topraktan secdeye Düşürünce başını O kolları, saçakları kül kokusu Sine sine, bağrına Soluya, soluya Benzinden esmer Katran nefesine Seni sevmenin niyelerini Bunca uzun Bunca saçma Karşılıksız Kalkışmalarından Yola vurulmanın Bedelini, payını da Biçmeye tenezzül etmeyeceğim Sormayacağım Sevgili Gölgesi değildir suretinde Aslı gibi aslından Doğrulturken kendine Tam karşı karşıya Belki bir rahmeti Merhamette Dizlerinin, dizinde Aldanırken bilmediğin Cüreti ömrün, yok bildiğin Avunmasında Bil ki inanacaksın Duyacağın o sesin Sesinde Ya Aleyke… … Duyuyorum diyorum Ya O sesleri Hepsi birer birer Bağ bozumu Bir mahzende Fisildasiyorlar Kağıttan bir gemiye Bağlasak Onu da batırmasan Yoksa uçağın kanadında Rüzgara sataşıp durmasa Bir şişeyi mantarla Kapatıp ağzını Salıversem sulara Dalgalarla dövüşe boğuşa Üfledim diyorum İttirdim, firlattım Serptim saçıldın Kazıdın kopardım Buruştu, kırıştırdı Yeniden açtım Açtım, sonra Bastırdım diyorum Ama Bastırdım Ol an’ı Ütüleye ütüleye döve O keçe kopuklarından Kenarlarına Tuttum, sızanlarını Çatırdarken Toprakların…. |