DİNGİL BEY (49)
Yalana yaltak elleri
haksızlığa asla direnemedi, herşeye soktuğu kibirli burnu koruma uğruna da olsa onurunu aldı yanlış koku, kendini aldattı ve yalpalayan dingil bacakları kaçmaya yaradı sadece “Çıkara açık” gözleri istemedi geçeği görmeyi -işine gelmediğinden belkide- ve doğruya tıkalı kulakları, yalnızca yanlışı öven sesleri duydu, dil ve dudakları kendini gördü haklı başkasını suçlu. Köle beyni; öyle bağımlı idi ki -oyuğu yalama olsa bile- diğer tekerleklere; Ata, arabaya, Dizgin, kamçı ve arabacıya inanarak yormadı kendini düşünmeyi bıraktı, nasılsa yaşanıyordu sorumsuz ve rahat. Yalpalaya-yalpalaya gidilen bu yolun doğru olduğunu sandı ve gitti diğerlerinin peşinden, Ama bir gün geldi, o gün ne eğri dingilli tekerlekler kaldı nede dingili ne denli eğri arabacı. |