Al gel varlığını
Gönülden gönüle yol vardır içten içeri
Mesafe gütmez, hudut çizmez asla bilesin Kapısında gir yazılı incitme yeter ki Sual sormaz kusur aramaz kat’â bilesin Mevlânaca der "gel ne olursan ol yine gel" Yunusca der ’sevidir işim dost, gönlünü ser’ Hallac-ı Mansurca, Bektaşice, Pir Sultanca gülmeyenler bahçesinde pürmelâl güller derer Gönülden gönüle biz vardır içten içeri Seni görmez beni görmez amâdır bilesin Tokmağında hû yazılı, doğru çal yeter ki Git demez gelme demez amâdedir bilesin. Mecnunca düşer çöllere Leylâ’ diye inler Ferhatca deler dağları Şirin’den şavkını ister Keremce , Aslıca, Yusufca ol Züleyhaca hasret deryasında bir katre vuslatın bekler. Gel sevgili ne olursan ol yine gel benim derdim bir değil dermanım olmaya gel çöllerin tozunu dağların dumanını al gel yangının harını zindanın ayazını ummanın damlasını al gel arzın toprağını arşın havasını topla semânın yıldızlarını güneşi, ayı onsekizbin alemin hatrına al gel varlığını ... |
Al gel varlığını
Bu satırlar şiirin başında yazılsaydı, şiir besmele ile başlamış olacaktı.
Yani hem başında, hem de sonunda olsa daha şık olurdu diye düşünüyorum.
Sadeca bir fikir yürüttüm. Kusura bakılmasın.
Hayırlı geceler