2
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
187
Okunma
Gönülden gönüle yol vardır içten içeri
Mesafe gütmez,
hudut çizmez asla bilesin
Kapısında gir yazılı incitme yeter ki
Sual sormaz
kusur aramaz kat’â bilesin
Mevlânaca der
"gel ne olursan ol yine gel"
Yunusca der
’sevidir işim dost, gönlünü ser’
Hallac-ı Mansurca,
Bektaşice,
Pir Sultanca
gülmeyenler bahçesinde
pürmelâl güller derer
Gönülden gönüle biz vardır içten içeri
Seni görmez
beni görmez amâdır bilesin
Tokmağında hû yazılı, doğru çal yeter ki
Git demez
gelme demez amâdedir bilesin.
Mecnunca düşer çöllere
Leylâ’ diye inler
Ferhatca deler dağları
Şirin’den şavkını ister
Keremce ,
Aslıca,
Yusufca
ol Züleyhaca
hasret deryasında bir katre vuslatın bekler.
Gel sevgili
ne olursan ol yine gel
benim derdim bir değil
dermanım olmaya gel
çöllerin tozunu
dağların dumanını al gel
yangının harını
zindanın ayazını
ummanın damlasını al gel
arzın toprağını
arşın havasını
topla semânın yıldızlarını
güneşi, ayı
onsekizbin alemin hatrına
al gel varlığını ...
5.0
100% (7)