Lâl Sessizlik
Derdim büyük demeye de utanırmış insan
utanırmış kendi derdini nimet bildiği zaman Lafı güzafmış öyle mağdur edebiyatı yapmak, gerçek mağduriyetler yüzüne çarpınca tutulurmuş lisan Ve göz yummakla gece olmazmış ancak kendine karartırmış dünyayı insan. herkesin bir savaşı, bir korkusu, bir esareti bir sefaleti varmış yaşadığı gerçeklik kadar Kiminin savaşı kendi nefsinin dizginlerinden kurtulma savaşıymış ; üzerine bombalar yağanı sorgulayınca anlarmış neymiş savaşılan Kiminin korkusu, yarın bugünden, daha rahat yaşayamazsam korkusuymuş vatanından koparılanın kaygısını taşıyınca anlarmış neymiş korkutan Kiminin esareti, kendi özünü yabancılaştırdığı gönüllü hapislikmiş, özgürlüğe kelepçe vurulmasını kavrayınca anlarmış neymiş tutsaklaştıran Kiminin açlığı , terbiye edemediği tokluğunun doyumsuzluğuymuş , zulümle aç bırakılanları algılayınca anlarmış kimmiş aç olan Kiminin sefaleti varlığa edemediği şükrün yoksunluğuymuş, sefillerin eline düşenleri görünce anlarmış neymiş yaşanılan.. Velhasıl utanırmış insan bebek katilleriyle , canilerle zalimlerle zulme tavırsız halsizlerle aynı havayı solumaktan Ve aciz kaldığını iliklerine kadar hissedermiş , boğulurmuş her an bir ahı dindiremediği gözyaşını silemediği ve elinden geleni bile yerine getiremediği zaman.. Zalimlere yaşasın cehennem de Ya üç maymunu oynayanlar vicdanlarının mahkemesinde kaç kere dar ağacında asılacaklar Ne zaman görecek insan ne zaman duyacak Ya bu kahrolası lâl sessizlik ne zaman son bulacak |