Öyle
Mezopotamya da bir gece vakti sessiz karanlık bir gece
Gökyüzünde yıldızlar Yalnızlığına eşlik ediyor Baharda bin bir heyecanla yeşeren çayırlar Korumuş ot Rüzgar esiyor içinden ensesinden Serhatın bitmeyen kışları gelecek daha Sonbaharın çileli yağmurları yağacak daha Bu temmuz Ağustos ayının çilesi kara kışa hazırlık için Bir karınca gibi Sersem bir uğur böceğini bulamazsınız burada Büyük emeğin verdiği o müthiş yorgunluk Bir karpuz gideriyor yada bir çay İnce belli bardakta Bir tütün sarılıyor ince beyaz bir yaprağın arasında sarı yumuşak Kış telaşıyla yazı yaşayamamak emekçinin işi Ege’nin Akdenizin sıcak sularında bir balık gibi yüzebilirdik oysa ki Dört tarafı deniz memleketin halkı denizi görememiş oysa ki Yoksulun uzaktan dörbünle bakabildiği zengin yerleşkesi Tütünü yakmak zamanı keyfini hiç birşey veremez Bu işin bittiğini uzanıp ayakları üst üste atmak bu özgürlüğün tadı imanı şerefine... |