Zaman ve Kum ZambağıMevsimler güneşte açan birer kum zambağıdır, bembeyaz Baharda ipek, kışta kar Ve ırmak tüm sırların ortağıdır Gençlik esintisinin kalemi her yeri boyayınca Gönül sevda teknesinde gezinmek ister. Sahipsiz bir kuğu dolaşırken mavi çarşafta, Pervane böceklerinin dansı eşliğinde Cırcır böceklerinin sevda türküleri işitilir. Irmak kenarında asılı duran Yabani incir ağaçları tutkulu bir alevle yanar Saçlarının örgüsü yeni çözülmüş Başını öne eğen utangaç söğüt ağacı Irmak kenarında otururken ıslak ıslak, Rüzgârın savurduğu atmacalar Pençeleri mücadeleye hazır Mücevher gibi parıldayan ırmağa yakın uçar Zaman çabucak toprağa karışan Çiseleyen bir yağmurdur. Kaybedince pencere önündeki mum ışığı parlaklığını Sessizliğin kalçaları üzerine oturur birden yalnızlık. Birazcık kanarya sesi içeri dolsun diye Tozlu pencereler açılırken paslanmış ellerle Sadece bir baykuş sesi gelir Evin yakınındaki bir elektrik direğinin üzerinden. Her geçen gün daha fazla beliren Baştaki kamış çiçeklerini gören aynanın hüznü Yüreğin orta yerinde hissedilir o an Salıncak gibi sallanır insan ömrünce sadece bir kez. Önce zirveye doğru yükselirken neşe içinde, Ardından ağaca kadar geri gelinir. Dibinde bekleyen toprağa sonsuza kadar sarılmak için Seğmenoğlu (Osman Akçay) |
Allah razı olsun ,
sevgi ve özlem vardı,
Hakikat vardı
o çok güzel yüreğine sağlık Üstadım
ders vericiydi,akıcı anlamlı
düşündürücüydü
kutluyorum Dualarımla selamlarımla