Gönül Penceremin Perdeleri
gönül penceremin perdeleri yırtık
camları çatlak ve kırık açıp kapama mandalı bozuk bakıyorum dışarıya penceremden bütün tabiatın yüzü sararık soluk üşüyor yüreğim titriyor gönlüm ruhumda bir karamsarlık beynim tutsak aklım karışık bahçe duvarını sabırlı ısrarlı sarıyor sarmaşık bir serçe kondu bahçe duvarının yanındaki henüz fidanlıktan kurtulamamış ama ağaçta olamamış dudun dalına oda ne yavruydu nede anaç ötüşünden çevresine şaşkın şaşkın bakışından belliydi aniden korkuyla telaşla uçtu avlanmaya yeni başlamış bir kedi yavrusu ağacın yanından uzaklaştı hava biraz açar gibi oldu rüzgar yavaşladı vakit öğleyi geçti ikindi yakın sonra akşam olacaktı gece başlayacak karanlık basacak ay penceresine siyah bir perde çekecek yıldızlar ışıklarını söndürecek yine sabah güneş yüzünü göstermeden doğacak gözlerim yine pencereden dışarıya bakacak yine karamsarlık yine hüzün bahçe duvarı ve sarmaşık bütün tabiatın yüzü sararık soluk pencerenin perdeleri yırtık camları çatlak ve kırık kölecioğlu derdin dermansızmı ki derbederce dert yandın hiç mi çare yok biçare kalıp perişan oldun parçalanmış yüreğin hüzünle dolmuş gönlün böyle hal değil bilesin senin halın Ahmet kölecioğlu 1985 |
derin vurgulu bir sitem kokusu vardı şiirde duygu yoğunluğu ile birlikte bravo dost kutlar esenlikler dilerim...