AYKIZ – 4 – (Ses)
Ömür, ses ses avcumda… Çınlasın radyolardan,
Neşet kadar yürekten, Müslüm kadar damardan! *** Seni söylesin şimdi, sazlar seni söylesin; “Sevmekten kim usanır!” Senar seni söylesin! Bin kubbede bin derviş, bin kuple bin duahan, Namını dünyalara çığırsın Hafız Burhan! Kasideler, gazeller, Bektaşi’den nefesler, Adına güfte yapsın Hamiyet Yücesesler. Toz yemiş gramofon, taş kesilmiş taş plak. Ağlatsın bülbülleri gayrı Sadettin Kaynak! Sen bir ihtilal ol da, devrilsin arzın dibi, Yine de şahlansın Efe’m; Hasan Mutlucan gibi! Sen bembeyaz mintanınla yaslan da Süphan Dağ’a, “Baharım Sensin” diye nota yaksın Binboğa! Eski bir kırkbeşlikte ünlensek senin ile, Kalaydık “Kalamış”ta Münir Nurettin ile! Sen bir ceylan olsan da, yaylasak yaylamızda, “Bir İhtimal Daha Var” Safiye Ayla’mızda! Sen analar kuzusu, sen gönüller nihanı, Sen Kamuran Akkor’un “Dağlar Kızı Reyhan”ı. Senin elin kıyamet, ömrüm senin elinde, “Gitme Sana Muhtacım”, Zeki Müren dilinde. Neylesin eller beni; beni eller neylesin, Ben seni kıskanayım; Yaşar Özel söylesin. “Sen varsan her şey tamam”, sen yoksan ben hiçim de, Yaktığın ateşleri gel de söndür içimde! “Bir Sevgi İstiyorum” mühleti sana bağlı, Nihaventten şakısın Necdet Tokatlıoğlu! Kırılmış pikaplarda bir lahza sesin kalsa; Emel Sayın haykırsa; “Rüyalar Gerçek Olsa!” Çalab’ımdan omzuna gönderilmiş bekçiyim, Sen “Yozgat Sürmelisi”; ben Nida Tüfekçi’yim. *** Sen ki “Seher Yıldızı”, sen ki payitahttan çağ, O mukaddes adını mırıldansın Arif Sağ! “Kilim” ol gergefime! Anacağzım dokusun! Ben seni methedeyim Kısaparmak okusun! Dicle’sin nazarımda, bense peşinde Merih! Sen “Nemrud’un Kızı”sın; ben de Kazancı Bedih! Gözlerin fettan güzel, kanayım kevser gibi, Oyalı mendilimle Mustafa Keser gibi. Müjdeler membaında, çileler tiryakisi, Sen ki Bergen çiçeği, acılar hasekisi. Elmas kuşu olsan da, kurban olsam sesine, Minik Serçeler gibi; “Nefesim Nefesine!” Kederim kervan kervan Mahsunî’ye varınca, Sen Harput çekirdeği, ben Şumnu’da karınca. Sesigüzel değilim, ömrümün öyküsünde, Benim aklım kırk yıldır “Kara Kaş” türküsünde. “Kızıl Elma’m” diyerek öpsem soylu resmini, Yıldızdoğan haykırsın senin güzel ismini. Seni Başbuğ yurdunda, süzsem göz ucu ile, Topuzuma nakşetsem Kaya Kuzucu ile. Bülbüller geçidinde katar katar benimsin, Sefaî yüreğimde “Ayşem” kadar benimsin. Sen ki “Ahu Gözlüm”sün; baharımda, yazımda, Çukurova’m gibisin Feymanî avazımda. Bir ömür ellerini çizedursun çizerler, Saçındaki her tele saz kırsın Zemahşerler! Sen benim “Al Yazmalım” cura’ndaki çile ben, Hep seni tıngırdatsam Cahit Berkay ile ben! Düğümüm, oyam, danem; nakışım sende kalmış, Âşık Veysel gibiyim, bakışım sende kalmış! Hicazkârdan, dügâhtan; yetmiş iki makamdan, Kirpiğine nağmeler duysam Arif Susam’dan. Sen bir dua olsan da cümleler “amin” dese, Seni içsem and diye, Kayahan “Yemin” dese! Böğrünün yamacında dolansam dertli dertli, Sen “Yaralı Turna”msın, bense Kıvırcık Ali! Mavzerimsin, ordumsun; toprağımsın, yurdumsun, Ben ki Özay Gönlüm’üm, sen de benim “Dudu”msun. “Seninle Başım Dertte”, gözlerin ayin gibi, Kaşının peşindeyim, Selami Şahin gibi! Darbuka’mda sızıyla, kavalımda nefesle, Sen Düriye’yle dertleş, ben de Adnan Şensesle. Ermişler “ahu” desin, dervişler “yahu” desin, Ben neyzenin olayım; Ahmet Özhan “hu” desin. Sen, sazımın şelpesi, “Telli Turnam” hoş beşi, Musa Eroğlu eyle ben gibi çilekeşi. Yaşmağında izdüşüm; üçler, yediler, kırklar, İnildetsin dağları Bedia Akartürkler. Asırlardır mahkûmum saçların arasında, “Aldırma Gönül” desem Akbayram narasında! Hakkı Bulut gibiyim, benim bir tek sen’im var, Omzuna değdi diye kardeşine kinim var! Zülfüne destan yazsam yanar gönlümün içi, Sen benim “Gurbet Kuşum”, ben de “Kahtalı Mıçı” Kemençeme işledim ağzımda gevdiğimi, Koyuncu’yla ünlerim “Ben Seni Sevduğumi” Zılgıtlar tütsüsünde, havar da havar yârim, İzzet Altınmeşe’yim “Deloy Loy Kibar Yarim” Abdalınım sevdiğim; keşmekeşim, telaşım, Sen “Döne Hatun”umsun, ben Muharrem Ertaş’ım. Nesimî’ye selam sal, selam söyle Hallac’a, Sen göğümde yıldız ol, ben sana Cem Karaca ! Bir bozlak deyişinde sensin nefsimden taşan, Ben sana Çekiç Ali, ben sana Hacı Taşan. Lal çehreme arabesk, öksüz dilimde sonat, İdil Biret’te arya; Fazıl Say’da serenat. Üç notana üç minör; Mazhar, Fuat, Özkan’ım. Sen “Ay Yüzlüm” solfeji; bense Göğebakan’ım, Avuç için yeryüzü, parmakların gök kubbe, Barış’ırmış kanlılar! Sen gülünce “Gülpembe!” Öyle bakma sevdiğim; “Nazar Eyle”r Kurtalan, Çayım, kahvem, kımızım; sensin bana “dert alan” Sen ümitsize Ümit; müjdeler rebabında, Adlarımız yan yana yazar “Aşk Kitabı”nda. Sen Türkçe’min lezzeti, Sezen Cumhur’da aksan, Ben Orhan Gencebay’dan feryad, “Ya Evde Yoksan!” Ruhumuz tambur çalsın isyanlar telvesinde, Ferdi Tayfur’dan kalma “Sabahçı Kahvesi”nde! Radyo’mda bangır bangır, sen çalsan Kardaşlar’dan, Moğollar’dan, Ayna’dan, Ersen’den, Dadaşlar’dan! Akarsu’yum, Akkale’m; ruhum, kemiğim, etim, Sen Ayten Alpman’ımsın, sen benim “Memleketim” Sen; horonum, zeybeğim, bozkırdaki halayım, Sen “Dam Üstüne Çul Ser”, ben Ruhi Su olayım. Coşkun Sabah gibiyim, “Anılar”ım koynumda, Bir ömür dolanaydın, ud’um gibi boynumda! Cephende Mehmetçiğim, Esmaray ol yaz beni, Mahpustayım aybalam, DilberAy ol çöz beni! Ben Erkan Oğur figanı, gariplerin garibi, Sen, yüzüğümde Hiç’im, “Divane Aşık Gibi!” Sığmazsın bağlamama; kavalımsın, şan’ımsın, Karaböcek havası; “Damarımdan Kanımsın.” Çal beni bendirinde; çığ benim, çığlık benim, Heyhatım sekiz oktav! Hasan Sağındık benim! Dert yığdım mızıkama, dertli sevgin içimde, Aşkın tangosundayım, Erol Evgin içimde! Kaç Muazzez kaldıysa şarkılar kalburunda İsminle ıslansınlar muhayyer yağmurunda. Ümit Tokcan’dan bir ah kıstırıp yemenine, Nakşedeyim resmini “Yayla’nın Çimenine” Gitarımda penamsın, bağlamamda mızrabım. Kıraç’taki Zerda’msın, Taşkent’teki mehtabım, Gönül Yazar’da fasıl, “Ömrümce Adım Adım” Unutursam adımı, adındır benim adım. Zeybeğimle, efemle kaldırsam kollarımı, Çandar’ımla, Ezgü’mle bildirsem hallarımı. Sen varsın tellerimde, Erkin Koray’da hep sen, Piyano tuşlarına seni sorar Özbeğen. Kırk notada kırk ritim, kırk perdede kırk usûl, Kırk makamda adını sayıklasın Yurdakul. Kemanında pareyim, bana senden seni ver, Ben Özdemir Erdoğan, “Bana Ellerini Ver” Gözlerinin büyüsü âşıkları kandırır, Ankaralı Turgut’u gazelhana döndürür! Ege’de çökertmemsin, yaylalarda barımsın, Kerkük’teki hoyratsın, dombıramsın, tar’ımsın. Fatih’in ben olayım, ben sileyim yaşını, Yıldırım Gürses gibi ben söyleyim marşını. Erisin Sağyaşarlar ervahını övmekten! Semahımda deyişsin, Ali Ekber Çiçek’ten. *** Gücenmesin Karakoç, gelsin de canan görsün, Süslen de abdestinle, âlem “Mihriban” görsün! Ben Alpay’da haykırış, Tanju Okan’da özlem, Sen Zerrin Özer ol da tenor görsün el âlem! Kibarım, Kibariye’m, şahsenemim, şahanem, Sen Romanlar Romanı; kara gözlü çingenem. Gel de benim kantoma, “Yangın” gör Damcıoğlu! Ben Kamil Sönmez olsam, sen de “Davulcuoğlu!” Bizi gören aşkların kalır mıydı haşmeti! Mecnunu Leyla görmüş!.. Ne eylesin İzzetî! *** Kibirlenme Sultanım! Senin de hükmün biter; “Bozkurtların Başbuğu” deyince İlhan Gencer! Neylesin eller beni, eller beni neylesin, Ben seni methedeyim Hançerîler söylesin! #Hançerî | Nisan ‘20 |
Öncelikle repertuvara maşallah diyerek; şiirlerinizin farklılığı ve güzelliğinin dikkat çekici olduğunu söylemem gerekecek.
Ciddi emek verdiğinizin son derece aşikâr olduğu şiiriniz için tebrik ve teşekkür ederim.
Müsaadeniz olursa;
"Ben Erkan Oğur figanı, gariplerin garibi,
Sen, yüzüğümde Hiç’im, “Divane Aşık Gibi!”
Göremediğim farklı bir işleniş tarzı yoksa,
İlk dizede hece fazlalığı olduğu görülüyor.
Tekrar teşekkür eder, hayırlı akşamlar dilerim.
Saygılar.
TülayS tarafından 7.8.2024 05:10:22 zamanında düzenlenmiştir.