Ey benim bir ismine bin anlam eklediğim!
Semâyı avuçlayıp avcuna yüklediğim.


Ey benim kayıp kıtam, keşfolmamış coğrafyam,
Bakışın Tac Mahal’dir, gülüşün Ayasofya’m!


Ey benim Kudüs gülüm, kaç bin yıldır Kırım’sın,
Ben bir elma yarısı, sen de diğer yarımsın.


Ey benim Semerkand’ım, gönlümün kördüğümü,
Hangi coğrafya görmüş gamzende gördüğümü?


Kaç Sakarya oluşur; gözyaşından, terinden,
Kızılırmak damlıyor gözlerinin birinden!


Hapşırsan Basra derler, nefes alırsan Tuna,
Seriversem Babil’i ayağının altına!


Gözlerin yangın yeri, tabir ise tabir ya,
Göz kırparsan sevdiğim, küle döner Sibirya!


Saçların bölük bölük efkârımı bağlarım,
Dudağın Çu Nehri’mdir, omzun Şayan Dağları’m.


Nil gibi şahdamarım, Bağdat gibi tenimsin,
Hazar nasıl benimse, sen de öyle benimsin!


Meridyenim aşk benim, ellerin ekvatorum,
Ben senin yüreğinde bir cennet arıyorum.


Bir cennet arıyorum, ne Paris’te ne Çin’de,
Bir cennet arıyorum gözlerinin içinde!


Bir cennet arıyorum; kahvemin telvesinde,
Tanrı Dağ eteğinde, Erciyes zirvesinde.


Gözyaşında keşfettik; Merih, Tuna, Aras’ı,
Benim Gavur Dağları’m, kaşlarının arası.


Ey benim Saray Bosna’m, ey benim Nahcivan’ım,
Ziynetin Temur Şehri, kıymetin Türkistan’ım.


Ey benim ruh beşiğim, ey ki bezm-i elestim,
Bir yanın Marianna’m, bir yanın Everest’im.


Ey benim bir ismine bin anlam eklediğim,
Semâ’yı avuçlayıp avcuna yüklediğim.


Okyanusu su diye sebl’ederim susarsan,
Kavmim boynunu büker, sen yüzünü asarsan!



#Hançerî | 2019