Zat'en (Zaten)
Zat’en (Zaten)
Seni bırakıp orada Kendi yoluma yürüdüm Zaten benim olmayan Bir sevdanın yüküydün Yürekle sevmeyi denerken defalarca Zaten abesle iştigal ediyordum Besbelliydim üstelik Kendimi ele veriyordum Ne " hasretinden prangalar eskittim" Ne de "aç kaldım susuz kaldım"dı Dahi ilk mısrası yazılmamış kalemce Adı olmayan bir şiirdin sen... Adına sevda deyipte Gerçeğin kalıbına dar gelen Yalanlar türettim günlerce Atıp atıp orta yerlere Sevda değil, aşk değil, tutku değil Adı başka bir şey olan Kimseciklerin bilmediği Şeyleri deniyordum, şeyleri işte Ki bilinsin ve bellensin diye kendimce Ben sadece geziniyordum Yüreğinin üzerinde yellerce Buyurgan olmayan, kırılgan olmayan Basit, sıradan, önemsiz … Dudağındaki ruj lekesi gibi düşün Ya da saçındaki bir tel ak gibi işte Yalın, gösterişsiz, özensiz… Yüzündeki çizgiler gibi Ya da kaderindeki yollar gibi işte Ben sadece geziniyordum Sende izinsizce yüreğinin eşiğinde … Zaten yıllar yılı beklenen Ne bir başlangıç ne de bir sondu umulan Ben sonsuzu diliyordum sende Ne başı ne de sonu olsun diye Ölümle bitecek hayattan da hallice Sonsuzluğa varan bir düşe perde… Dileğim duam böyle bir aşktı gönlümce Zaten kusurumdu aşk Zayıflığımdı yalnızlık Geçiyordum uğradım kaderine Görüyordum baktım gözlerine Aşkla , şiirle hayat yürümüyordu Karın doymuyordu, çark dönmüyordu Ben zaten işsiz güçsüzdüm…. Avare dolaşandım sersemce Gözlerinin önünde belirsizce Ben sadece düşünmüştüm işte Yani ummuştum fikrimce Zaten sen yoktun olmamıştın daha Son defa bir ram eyle işte Sana meylimi bozayım yeminimi tutayım hani Zaten olmayacak bir duaydın sen Dilimde yarım yamalak söylenen acemice … Umurum düşüncesizlik Konuşsam sessizlik oluyor işte Seni bırakıp öylece Kendi yalnızlığıma yollandım Zaten her halimle hatalıydım Ben benim olmayan acıların hamalıydım Afrika’da çocuklar ölüyorken Ve başka başka yerlerde katliamlar oluyorken Benim derdime hayret (bak ki) Damlaya derya misali Hüzne keder biçiyorum Elbette ki şükretmeliyim Bu acıyı yaşadığım için Ve bu şiiri de yazdığım için Artık, geceyi yalnızlığımla kanatabilirim 4.11.2010/ İstanbul ✒ Emrah İslam Kurt |