Cehalet Büyük Düşman
Cehaletin zifiri karanlığı sarmışsa toplumların etrafını,
Kör etmişse zavallı insancıkların kalplerindeki insafını, Yok olup gitmişse Rönesans ve kalmamışsa son bir şans, Konuşmaya da lüzum yok zannımca; insanlığın iflahını. Zira öyle keskin bir karanlıktır ki bu cehaletin zifirisi, Karşısında güneş olsa da duramaz; aklın nadide incisi, Şiddet ve büyük kardeşi vahşet boyar yeryüzünü kanla, Ne çığlığı son bulur insanın ne de dindirilebilir öfkesi. Bir kitabın kapağını açıp okumamışsa insan ömrünce, Bir şiirin dizelerinde tatlı acı dolaşıp da gezinmemişse, Okumadığına pişman değil okuyana düşmansa kiniyle, Bu cahil çorak toprakta hangi fidan yeşerebilir özgürce? İlerlemek isteyen medeniyet yolunda kararlı adımlarla, Kökünü kazımalıdır cehaletin her türlüsünü kararlılıkla, Aksi hale ahmakların elinde oyuncak olur tüm insanlık, Ne geçmiş kalır elde ne de geleceğe ulaşılır bu bataklıkla. Ancak çağımızın en tehlikeli salgını haline geldi cehalet, Her köşe başına ve tüm dünyayı ele geçiriyor bu musibet, Zihinlere yerleşmiş karanlık, işgal ediyor aydınlığı bir bir, Gün be gün daha beter vaziyet ve yitip gidiyor mağfiret. Halbuki konfor alanından biraz fedakarlıkla gelecek selamet, Tembellikte, rahatlıkta değil çalışma ve alın terinde keramet, Ancak böyle kurtulabilir insanlık heyecan ile beklediği sondan, Aksi halde elbette yıldızlardan gelmeyecek beklenen kıyamet. Harap Mesut’un ömrünü tüketti cahiller ve zift gibi cehalet, Yok mu insanlığın kendine beslediği bir zerre olsun merhamet? Okuyarak, öğrenerek kurulan köprülerle kırılabilir her zillet, En büyük savaşı vermedikçe kurtuluşa çıkamaz hiçbir millet. |