Bir raslantının tekrar radyosu
Mağmur bakışlarla bir evrene yaslanıyorum
Alabildiğince uzak Düşmeyecek kadar omuzlarımda tuzak Sonra kırılgan hayaller kuruyorum Bini bin parca. Dağınık saclarımı yok etmek istiyorum karanlıkta Siyaha siyah. Bitmeyen ezgim Ne çok tiz ve hazin senin sesin... Umudumu dağlara ve göklere serpiştirmişler arayıp duruyorum tenha düzlüklerde. Şefkate ihtiyacimiz var hepimizin ve karşılıksız sevgilere. Şimdi aklımdan geciyor mezar taşları biri bin kere acıtıyor közlenmiş hülyalarımı. Ve nefes alamıyorum Sevgisiz kalmak böyle bir şey galiba. Bulutlar akıyor gökyüzünden Masmavi deniz sana hasretim. Yosun kokusunu kim sever ki Ben de sevemedim... Senden sonra kokladığımda. Hani bi tutam taze toprak kokusu yağmur yağarda çıkar ya havaya Neden sever ki herkes ölünün kokusunu onuda bilemedim. Başka şarkı başka nakarat çalmıyor bu radyo, kusura bakma şiir seven... İnsanlık acınası durumda bundan baska şey bilmem ben. Yorgunum elde var bir Ve bütün herkesi sıfırladım ondan önce herkesim gene o idi bunu anlatamadım. 31.12.2016 |