her satırda bir gece geçir
yankılanır aynı hüsran vadilerden ölüm gelir
kan kınanır gövdesinde toprak akmaz mecaline şarkıların kaidesi notaların aklı almaz ne zamanki gök bozar da sessizliği içinde saklı kalmaz yağmurların dokunduğu çöl çalarda bestesinden yaprak gibi korkuların gün batımı esmesinden ölüm keskin bir koku hangi geniz beklesin der zaman zalim bir sanat , beklenir mi tesellisi tek resimden girdabına gir rüyası bu alemin yaşam kadar aşikarda hasretini arz eden fani gibi belirsizlik ölümünü tazelerken bir düşkünün aklı tutmaz ruhu aksar vakti tamam ne sabahın ne gecenin derdi kalır borç ödenir tanrılara toprak alır fazlasını artık aşinasın karanlığın ruhunda ki çehresine |