FİLİSTİNLİ BİR BABANIN SESLENİŞİ
FİLİSTİNLİ BİR BABANIN SESLENİŞİ
I Size sesleniyorum bu ateş çemberinden, Yakılmış camilerin yıkılmış minberinden. Minareler yok artık, ezanlar susturuldu, Çoluk çocuk demeden bize kan kusturuldu. Bombaların altında kavruldu her yanımız, Enkazların içinde mahsur kaldı canımız. Bir gül misali soldu genç erkekler, genç kızlar, Bunu görüp utandı gökyüzünde yıldızlar. Masumların feryadı vicdanlara sığmadı, Ah u figanımızı hiç kimseler duymadı. Ecel rüzgârı hâlâ Filistin’de esiyor, Hayatla bağımızı ölüm olup kesiyor! II Söylenecek çok söz var, hangisini diyeyim? Her yanımız çevrilmiş, ben nereye gideyim? Hani sizle kardeştik, kardeşlik bu mu yoksa? Bizi ancak anlarsın, bu yılan seni soksa! Filistin’deki kanı görmedin mi Müslüman? Eğer gördüm diyorsan neredeydin o zaman? Zerre miskalde olsa, dertlendin mi derdimle? Dur dedin mi vahşete, hiç değilse kalbinle? Perişan halimize ağladın mı bir defa? Söyle bu mu kardeşlik, böyle mi ahde vefa? Filistin’im yanarken, ahvalimi bilmedin, Hayat ağır mı bastı, yardıma da gelmedin? III Daha hazan gelmeden, baharlarda solduk biz, Soykırıma uğrayıp kadın erkek öldük biz. Tanrı’nın takdirine elbette yoktur güman, Lâkin sen de biz gibi, öldün mü be Müslüman? Sen evinde rahatça kedi, köpek besle dur, Televizyon önünde, umarsızca esne dur. İyisi mi sahilde denize gir, serinle, Sonra gururla yürü, bronzlaşmış teninle. Bu dünyanın zevkine, ağzına dek kanmışsın, Biz yangında yanarken, sen güneşte yanmışsın. El hak kırgın olsak ta, affettik biz sizleri, Fakat yüreğimizde durur bunun izleri! YAŞAR ÖZKAN 20.02.2024 Safranbolu |