VE İŞTE AŞK...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın ‘’Sırrını her gün bir parça veren Fakat hiçbir zaman Büsbütün teslim olmayacak olan…’’(Nazım Hikmet Ran) Sen ki: Sefilim. Sen ki: Sebilim. Sen ki: Tek ama tek z/afiyetim… Vazgeçilmişliğimle yumdum gözlerini Sözcüklerin mealine sıkışmış Miadı dolmuş Öfkemin yüz aydınlığı idi kalemim Yüz görümü bir masalda Terk edilmişliğin yuvalandığı Göz pınarlarımda dalların budaklandığı Ve işte yerli yersiz Ve işte aşikâr beyan ediyordum aşkımı. Mahcup bir şarkı misali Kırkladığım şiirleri Bir tebessümün de şirk koştuğu Aşkın akıbetinde vurulmuş bir kuş gibi Çırpınmak ne kelime ne kelime? Çığırından çıkmış çağın kırık saçağı Yorgun rüzgârı Yosun tutmuş kıyısında hüzün sarnıcının Defolu gölgesinde unutulmuşluğumun da mizacı idin Aksayan ayaklarında lokomotifin Tüten dumanında zehir denen illetin Efkârına bandığım kadar zalimin Ayak sesi ile uyanan Zulmünün bakracında için için kıyılan Yetmedi Deşilen Bir tütün fabrikası adeta Ciğerlerimin alamadığı nefesi Uğruna bu aşkın Heba ettiğim sonsuzluğun hevesi Ve işte şah damarımdan yayılan kanın akıbeti Bir avazda şakıyan Bülbül ve serçe Bir avazda açan Sümbül ve nilüfere Değil d/okunmak Uzaktan dahi Bakmaya kıyamazken Satılmışlığın alfabesini yazarken şeytan Masum bir aşkla Müptelan olduğum kadar yalnızlığın Atan şafağında Ve işte aşk: Şakağıma dayalı güneş gibi Ve işte özlem Ruhumu kerpetenle çeken bir cani misali Ölümsüzlükle uğurlarken ölümü Varsın ceset bilsinler kabrimde yatan kalemi Varsın esefle söylensinler Yaktığı kadar bu aşk kalbimi Yakardığım anbean Elbet tek terk etmezken iki âlemin yüce Rabbi Ben ki: Meali unutulmuş bir şarkı Sen ki: Uzak yolların tren garı Biz ki: Geç kaldığımız kadar mutluluğa Senli benli olamadığımız kadar da Ciddiye almışken aşkı Ve bu ihtişamı Yeter ki sonlandırmasın Tanrı… |
şiirin ecesi
kalem daim olsun,,,