KARA TOPRAK
KARA TOPRAK
Şu fani dünyadan bir Veysel geçti, Onun sadık yâri kara topraktı. Biraz konaklayıp ahrete göçtü, Onun sadık yâri kara topraktı. Hayatı karardı yedi yaşında, Diz üstüne çöktü yolun başında, Bu hâli görürdü gece düşünde, Onun sadık yâri kara topraktı. Köyünden ayrılıp dağları aştı, Sırtında derdiyle yurdu dolaştı, Sonunda solmayan bağa ulaştı, Onun sadık yâri kara topraktı. Zahiri seyretti idrak gözüyle, Ruhları ısıttı sıcak sözüyle, Kalpleri kuşattı aydın yüzüyle, Onun sadık yâri kara topraktı. Hikmet kaynağında çağladı durdu, Kalbi her atışta sevdayla vurdu, Varını yoğunu aşka savurdu, Onun sadık yâri kara topraktı. İlahi huduttan bir an çıkmadı, Gönül Kâbe’sini asla yıkmadı, Toprağa bağlandı ondan bıkmadı, Onun sadık yâri kara topraktı. Gamlı hayatını Hakka yasladı, Sazının telini meşkle süsledi, Kurtla kuzu birlik gezsin istedi, Onun sadık yâri kara topraktı. Aşkın ocağında pişerek yandı, Varlıktan geçerek düşten uyandı, Nice sırlar artık ona ayandı, Onun sadık yâri kara topraktı. Bağlıydı vatana dine bayrağa, Can oldu sözleri kuru toprağa, Gövdeye çiçeğe dala yaprağa, Onun sadık yâri kara topraktı. Ne kimseyi kırdı ne haram yedi, Beş günlük dünyada incitme dedi, Her şeyi halk için Hak’tan istedi, Onun sadık yâri kara topraktı. Dedi ki içimde bin dert var ama, Yine de şekvam yok yazgımdan yana, Anlatmam derdimi dertsiz insana, Onun sadık yâri kara topraktı. Dedi kaderdendir bahtın kurgusu, Yüreği kanatır ecel burgusu, Lâkin bu yazgının olmaz sorgusu, Onun sadık yâri kara topraktı. Eğer ki bir yaprak düşerse yere, Dedi o canlıya ağlasın dere, Bin dua bir için çıksın göklere, Onun sadık yâri kara topraktı. Kuru kavgalara omuz vermedi, Beyazı siyahtan üstün görmedi, Senlik benlik denen şeyi bilmedi, Onun sadık yâri kara topraktı. Ekmeğini verdi aç olan kuşa, Çileli ömrünü sürdü yokuşa, Yaşayalım dedi kardeş kardeşe, Onun sadık yâri kara topraktı. Konuştu aşkından aldığı hazla, Ne eksik söyledi ne de bir fazla, Ay geçti yıl geçti görünmez hızla, Onun sadık yâri kara topraktı. Toprak ona ne isterse has verdi, İçi sevda ile dolu tas verdi, Son nefeste bile candan ses verdi, Onun sadık yâri kara topraktı. Derdini dökerdi derin dereye, Limandaki kula sordu nereye? Demir alma günü girdi sıraya, Onun sadık yâri kara topraktı. Dedi ki geçici mülkün tapusu, Girip çıkmayadır iki kapısı, Kâbe’ye emsaldir kalbin yapısı, Onun sadık yâri kara topraktı. Son nefes anında öteyi sordu, İçteki huzuru iyiye yordu, Rabbinden imanlı son istiyordu, Onun sadık yâri kara topraktı. Muazzez ruhunu ışık bürüdü, Dünyalık ne varsa yerde sürüdü, Dört kollu salıyla biraz yürüdü, Onun sadık yâri kara topraktı. Binlerce omuzdan yere inince, Sevinçten ağladı kabre girince, Sokuldu koynuna yâri görünce, Onun sadık yâri kara topraktı. Veysel’de gün geldi öteye uçtu, Bir tohum misali toprağa düştü, Vefayı sadece onda görmüştü, Onun sadık yâri kara topraktı. Ben onu anlattım onun sözüyle, Bakmadan görürdü gönül gözüyle, Bizlere örnekti sağlam özüyle, Onun sadık yâri kara topraktı. YAŞAR ÖZKAN (Türkoğlu) 23.01.2024 Safranbolu |