TUHAF KÖPEK VE KARARTIGök çeperli bir kentte, bir adam, müjdesini vermek için dostlarına telgraf direğine çıkar. -Bir mermiyle delinir kartal kanatlı üniforması- Burası Şark ıssızlığı. bu akşamüstü bir inkılâbın gereksiz başarısı bir taş çağı resminin üstünde bir taş çağı resmi daha koyar. (Hadi biraz sevinelim) Kanlıca ormanında bir devrimci, vakitsiz çıldırır. İki katlı ahşap bir evde, unutulmuş bir kaçakçıdır artık tarih. Perşembe akşamı denizden yeni çıkmış yel değirmenleriyle geçit verir -Bir şey kalmadı mavi kapaklı anı defterinden başka- Kıyıda sıra sıra fransız parkaları, ve ceplerinde şarklı kalemler. -Bir ayet düşer de gökyüzünden Bir ayet tebeşirle yazılmış duvar karolarına (Bakınız Aczâde “süzgünlük”) Bir ağaç gibi ayakucunda Bir ağaç ki meydanda Gün eksilir kalır Yangınlar yoklar yaşlı adamları Boğazı geçer motorlar Dışardadır dünya. Senin hiç yaşamadığın. İşte, böyle bir kavga. Yanar bütün aksamalı lambaları (ve usulca söylenir) Muhayyerbûselik makamda bir şarkı. Yalnızlık dönemlerine denk gelir, Kendi yalnızlığına çarpar bir kadın. Maruz kalır, Tuhaf bir köpeğin daha da tuhaf ısırığına Ve yok olur saçma sapan bir karartıda Ve şehirde kocaman gözlü kızların arasında, çalgın çocuğun biri, tüyleri dökülmüş bir düğmeye basar da yanar sönmekte olan masalar yeniden hayat bulur. Biz bu şiiri bir gün onlarla birlikte yeniden yazarız. |
GÖK ÇEPERLİ BİR KENTTE ne güzel oturmuş bu Dizelerde. Her dize, kalbinizde bir neşe kaynağı olsun ve sizi yeni başlangıçlara taşısın.
Gönlünüzden kopup gelen bu güzel dizeler için bir kez daha teşekkür eder, selam ve saygılarımı iletirim. Sağlıcakla kalın.