Güvenimiz pare pare?
İki yalanla sıkıştık,
Küfür sistem? Bozdu özü. Dava dedi? Biz yapıştık, Allah bilir? Gerçek sözü... Yalancı maske mi vardı? Derse yapar, derdi millet. Dava dedi, bağra sardı, Dilde yalan? Sarmış illet. Milli eğitim? Bilmez din, Sapıklığın, düştü yaşı. Nesle dini öğretmedin? Kâfir zulme! Verdin başı. Edep, adapsız sokaklar? Hain, sapık! Cirit atar. Kutsal ezer? Küfrü aklar, Yasa bizde? Namus satar. İstismar etme! Sus artık, Yok mazluma? Sende çare. Çok değiştin! Ölçtük tarttık, Güvenimiz, pare pare. Tuz kurudu, cepler doldu. Kamu da, yağlandı göbek. Hakkı gören, göz bozuldu? Mazlum ağlar, öbek öbek. Nasıl? Dava adamıdır? Cüzdan arasında vicdan! Yıkılan ahlâk damı’dır, Vahdet’e vermiyor aman... Adalet’in farklı sandık? Gözetir! Haram helâli. Mert duruşa, söze kandık, Şahit kıldık, Zül Celâli? Güzel icraatlar tuzak? Uzun saltanatı verdi. Milletin bağrına uzak, Riyakarlık, sona erdi. Mazluma kör etti seni, Dış dünyaya! Nizam sevdan. Yere bas? Gözle çevreni, Ah vah’la dolu, bak Meydan... Temmuz2024/Sarıkışla |