Aynadaki dostum
aynadaki dostumu çok üzgün buldum bugün
tüm iyi niyetleri yitmiş,yüzü gergin, içi tufanlarla dolu yolum sisli, yitmiş yüreğinin hevesi, yaşaması üzgün düşünceleri balyoz, anıları sırça, boğazı topaçlarla dolu en çok kadehlerin suskun saatleridir yalnızlığı yıllara yuvalanmış dostlukların ihanetidir sırtındaki ağırlık hep kardeşlik dedi, anlamını kavrayamadılar, budur üzüntüsü görüntüsünün kabalığına küskün, gizli kaldı hep içindeki incelik avuçlarının derisi yıprandı iyi niyetinde hoşgörüsünün yüreğinde ihanetin bin bir darbesi, dayanamaz oldu acılarına tüm unutkanlıklar hep dostlarını buluşu, anlamsızı tesadüfün özrün körlüğü sefada, hayasızlık denizinin ölü balık kıyılarında yine de aynadaki dostum ölse ve yeniden dünyaya gelse bir çimento çuvalı fazlalığı hariç ayni yolda yürürdü avuçlarının derisini feda ederdi hoşgörüsüne yine de yol kenarlarında genetik pisliklerin vıcıklayışını görürdü saygıyı çıkarcılıktan soyutlamasını öğrenemedik bir türlü gülün rengine, kimi kokusuna hayranlığımız göz yumdu dikenine çoğu zaman kargaları dinledik, unutarak neşemizi okşayan bülbülü karıştırdık hep zambakla sümbülü, bakmadan bize gülümseyen rengine kadehime kadeh kaldırdı, aynadaki dostum, unutarak yorgunluğunu gırtlağındaki umutsuzluk topaçlarını yudumladı rakının acı tadıyla parmaklarıyla yakalamak istedi kırarmış saçlarında yalnızlığını aşkı anımsadı, kadeh kaldırdı yine bir nebze yaşamak için anılarıyla |
Selam ve saygılarla .