Tunç Kafiye
Tunç Kafiye
Sabahın seriniyle ışık düşer gündüze Çobanın kavalıyla koyun yayılır düze. Bana diyorlar beşer, sabit değil ayarım Şeytan kalbimi eşer, üçer beşer sayarım. Muhabbet diliyorsan olma gözümden ırak Bir gün gidecek isen gönlünü bana bırak. Barışı özlemişsen hiç nifak katma söze Geçmişinden gurur duy, hemen dönelim öze. Gönülden konuşanda eksik olmaz tatlı dil Sevenler bakışınca gözleri olur kandil. O güzeli görünce sevda kalbime sindi Gel buluşalım dedi terler topuğa indi. Sevdalık kumar değil, başlatılmaz zar ile Güzel bağrımı deldi şu bir çift nazar ile. Yar dışarda üşümüş, geldi odama çıktı Dediler nasıl girdi? Dedim kapı açıktı. Her bir derdi büyütüp gözünde eyleme dev Beni sevmekten başka bir şeyi etme ödev. Şirk ile beslenerek bir kalbe dolarsa kir Mevla’sını unutup Şeytanı eder zikir. Yaprağını dökersen peşinden gelir çiçek Sağlam İman sarsılmaz, nereye çekersen çek. Dağlar güneşlenince ecelini bekler kar Nisan ayı gelince dereler başka akar. Mustafa Hoşoğlu |