oturmuş bomboş sayfaları karalıyorum bazen insan içinden konuşur duvarlara yazacak ne varsa söyleyecek ne varsa susarak çizer bulutlara resimlerini ve susarak ağlar toprağa
bir ah! ile yıkar gönül saraylarını ve bir karıncayla bölüşür dertlerini un ufak bölünmüşlüğünü belli etmez kimseye yozlaşmış dertlerini bir kafese koyar seyreder bir kuş olsun o dertler uçup gitsin ister
belki bir taş ustasına rastlarım diye kocaman bir taş biriktirdim kalbimde ve sınırsız çiçekler yetiştirdim göğsümün ta ortasında güzel insanlara rastlarım diye ne taş ustası uğradı ne de güzel insanlar
ben de üşenmedim aynalı sızılar biriktirdim aklımın deliler koğuşunda gizli saklı neyim varsa döktüm ortalara ve darağacına çektim düşmanlarımı güneşlerde kuruttum yorulmadım hiç meydanlara yürüdüm kulakları tırmalayacak sağır edecek kadar haykırdım çığlıklar naralar attım
duyan olmadı hiç
sonra pişmanlık bezginlik af isteği geçti gözlerimden seslendim bulutlara mavi gökyüzünün ötesinden damla yaş düşmedi tepeme kurak çöllere döndüm kalktım diken üstünde yürüdüm dağ başlarına yolda bir avuç küskün kardelene rastladım belli ki sevişmeden açmışlar kardan üşümüşler eğilmiş boyunları
yoruldum sonra rüyaya yattım hayra yordum tüm düşleri gidenler vardı ömrümden ve gelenler acaba gözümde çok mu büyütmüştüm yaşamayı suya düşmüş kar tanesi gibi erimeye başladım ayaklarımın altındaydı dünya ve eşref saati gelmişti sabahın
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
KAŞALOT şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KAŞALOT şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.