NEMESİS…“Solucan kımıltısına dahi zalim gardiyan, kelepçelemiş tüm hissiyatları zindan parmaklıklarına… Zavallı iktidarsız meyyit ise servi tohumlarına musallat, üstelik ara sokaklarında Beykoz’un halen oynaşıyorken çocuklar… ki Bu yüzden Harlayıp duruyor Meşe odunları ile günahkar buharını suyun Bahçesinde yiten papatyalara taziyelerini sunan röntgenci gasil hane…” . . . Embriyo sessizliğinde çınlayan Cyrano de Bergerac aryası kulaklarımdayken O kadar sıkı sarmışım ki belini hemşirenin Yuttuğum amfetaminler sebeplidir belki yüksek ritmi kalbimin Milyonlarca Ateş karıncası da mevzilenmişken sinir sistemimde tam teçhizat Korkma! … Sakın Korkma Benden hemşire… Bu sebeptendir belki bel altı mahrem kasılmalarım Ve Ayıramamam gözlerimi çatlamış dudaklarından Bu sebeptendir Narkolepsist Seyyahıyım aşkların, içilen son şarap kızılına vurgun… Şehveti kodlayan İblis, lavlarına yanardağların mors alfabesiyle… Dillere tesettürlenmiş bakir sözleri yağmalayan tek gözlü Korsan, kadim savaş kadırgasıyla… Haydi; Bir kerecik gülümse bana hemşire Ne olur! Delicesine Alıyor çünkü g/özlerimi ruhundaki iffetsizlik Soyunuyorken önünde böyle… Sere serpe! Dokunuşlarınla keşfet çıplağımdaki günahı Ve Hisset dudaklarınla aort debisine öykünen taşkınlarını kılcallarımın O çok gizli koyağına atılacakken tohumlarım, cehennemimden avuç avuç Dev serviler yeşert içinde Her birinin başı göğe isyankar… (Yıldıray Kızıltan) |