Bir Çay Koy Delikanlı
Bir çay koy delikanlı, öyle açık olmasın,
Bahtım gibi kara olsun demi, Geldi işte beklenen son, Bu gördüğün ihtiyarın, ömrünün son demi. Neden ıslandı hemen gözlerin delikanlı? Yoksa seni de mi terk etti birileri? Bir plak koy pikaba, Söylesin Hayri Şahin, acı gerçekleri, Yaksın içimizi, her notası, her hecesi, Duman duman dolsun içimize nikotini, Pakette kalan son iki tek sigaranın. Dindirsin acısını bir bardak demli çay, Gönlündeki sızlayan yaranın. Bir çay koy delikanlı, Şekersiz, biraz da acı. Bu gece farklı diğerlerinden, Biraz hüzünlü ve biraz da uzun, Saat gösteriyor bilmem kaçı. Bakma sen bu ihtiyara, Biraz fazla konuşur, Ağlamaklıdır gözleri, hemen dolar. Aslında bu ihtiyarı, En çok ağlamak yorar. Umut etmek, beklemek... Bağı çözülür dizlerinin, İki adım atsa, hemen nefesi kesilir. Bak işte şu ihtiyarın, Elinden düşmeyen şu resmine, Nasıl da güzel gülermiş önceleri. Nasıl neşeli, nasıl içten? Şaşırma işte delikanlı, Bir zamanlar o da sevmiş sen gibi. Ve veda etmiş hüzünlü bir Eylül gecesi, En son o gece bu denli içten gülmüş. Sen yaşıyor sanırsın belki delikanlı, Aslında bu ihtiyar, çok olmuş öleli. Sen bir çay daha koy delikanlı, Bakma iç çekişlerine bu ihtiyarın. Aldanma çise düşen gözlerine. Oysa bir zamanlar o da neşeliydi. Sevmek en çok ona yakışırdı. Ve en güzel o severdi. Şimdilerde ise, Pek tadı kalmadı bazı şeylerin, Öyle iyi ısıtmıyor artık güneş tenimi, Söylemiyorum kimselere, İçime atıyorum dertleri, Bakma öyle mahsun delikanlı, Böyle değildim önceleri, Sen bir çay koy, Unutalım çileleri... Erhan ÖÇALAN 28 Haziran 2024 Kanimasi Üs Bölgesi Kuzey Irak |