Gündüz biriken hüzün yağmuru olur akşam
Suskun suskun gündüz biriken hüzünler
Demlenmeye başladı Gökten yere düşen Akşamın alaca karanlığında Hafif esen ılık beklediğim Soğuk dalgası ile Bedenden hücrelerimi üşüyen rüzgar Hayli geç olmuş zamanı gösteren Duvarda kolumda olan saate Baktım göğe çok Yok Eskisi kadar ışık saçan yıldızlar Yalnız kalmış gibi sanki ay Hüzünlü karamsar gibi Biraz mavinin koyusu Ne yana baksam sağır edici Derin bir sessizlik yankı yapıyor Duyu organı kulaklarımda Aklım karışık düşmüş dipsiz kuyuya Eski beni arar zamanın Karanlık tünel dehlizlerinde Mavi tohumlar ektim Geçen bugün de olmayan Gelecek yarına yarınlara Azar azar tükenen Daha ne kadar var olduğunu Bilmediğim ömür süresine Gitmiş yaşamın yarısı Benzer mi belkiler ile Beni oyalan yalan umutlar Benzer mi bilemem Hayal kırıklığı yaratan bende Gelecek olan beklediğim yarınlar |