Ölüm ve ben! Aklımda sen!
Ölüm döşeğinde, Azrail ile nefes nefese can çekişirken...
Nereye baksam, hep karşımda senin hayalin beliriyor... Gözümün önünde ise, yaşadığımız o güzel günler geliyor... Ve bir bir anılar canlanıyor... İçimdeki sana olan hasretim bana acı veriyor... Sana olan aşkımla düştüm, bu derde... Gözümün önünde önce hayalin.... Sonra aklıma ismin geliyor... Üç günlük şu ömrümün süresi, bitmeden... Beni götürecek şu gönül yarası... Lokman Hekim sordu... Senin ağrıyan yerin neresi? Kalbimi tuttum! "İşte burası." Dedim! Lokman Hekim: Durum kötü diye mırıldandı... Gözümün içine baktı... Boynunu büktü... Elinden gelecek hiç bir şey yok, dercesine ima etti... Sonra kulağıma eğildi: ’Kimi seviyorsun,’ diye fısıldadı... Aklıma ilk önce, gülen yüzün geldi... Arkasından ismin geldi... Lokman Hekim: "Tamam bu kara sevda" dedi.... "Bunun sonu kabir,."dedi... Azrail ’Söyle en son arzun, nedir? ’ Dedi... Aklıma ilk önce, ismin geldi... Herkes ölümümden emin, beklerken!... İmam tövbe için, kelime ı şadet beklerken! Hoca, duasının sonun da, "amin!" beklerken... Aklıma ilk önce, ismin geldi... Azrail ruhumu titretti... Bu beden de, bu canda... Son nefesi veriyorum... Evet, şu anda... Kelime-i Şehadet dilin ucunda... Gözümün önüne, görüntün... Sonra aklıma ismin geldi... Dinçer Dayı |