SIFIR VİRGÜL BİR (0,1)Ahvalimi sordular da bir cevap veremedim. Nereden geldim, neredeyim, nereye? Bilemedim! Nasıl gidilir bu yol, nereden dönülür, nereye varılır? Yok mu yol gösteren, kimden sorulur, kime danışılır? Bir solukta çıktım yokluk aleminden varlık sahasına Ruy-i zeminde, varlık ispatında, yok olma çabasına Yol iz bilmeden, biçare dolaşırken düğümüme Bir tutan oldu nihayet elimden, acıyıp halime. Kalu beladan kalma sözümü arayıp dururken Acziyetimden, gafletimden, isyanımdan utanırken Çıktım yola bir tövbe ile seyri süluk düştü nasibime Azığım yalnız aşk bu yolda, teslim olurken hedefime Yıllar geçmiş, arayıp bulamamış, yolda mecnun kalmışım Ya Baki, Entel Baki derken fani Leyla’ya dalmışım Korku denizinde kaybolmuşum, ümit yağarken üzerime Gönlümü tıkamışım, Allah Allah (celle celalühu) diye çarpan kalbime Şimdi biliyorum, nasıl kayboldum, nerde kaldım, neredeyim Sıfır ile bir arasına hapsolmuş bir virgül gibi şüphedeyim. Dalsam tefekkür deryasına, kapansam hamd kafesine Elif’te dirilsem, virgül gibi eğilsem, teslim olsam secdesine Varlıktan ne kadar uzaklaşsam, erişemedim sonsuza, İki arada kalmasam, uysam Alemlere Rahmet kılavuza. Dönsem yüzümü yokluğa, bir Var’ın bin yokun ötesine. Terk etsem bendeki tağutları, Hiç kalsam son nefesime… |