İsmini siz koyun
Satrıma yazılan yazı
İmece ile kazdığımız kazı Buldum mu azı sevinirdik İnsaf duvarı yıkıldı Kanaat kaşığı kırıldı Vicdan perdesi yırtıldı İnsafsızlık bize sıkı sarıldı bırakmıyor Dikerken aklım yırtıkları Yüreğime batıyor Cam kırıkları Dişimde ne hüznü kederi üğüttüm İçimde ne dertler büyüttüm Gülüyor zalim İnsafın israf olduğu sokakta nöbet tutuyor Alim yeraltıy la barışık Toprağın üstünde akıl her şey karışık Çarpınıyor sökülürken ahlakın dişi Denk gidiyor bu dünyada ahlaksızın işi Aklın bonfilesini şiş yapmış yanarken mangal Mangalda kül komuyor du Deli Rüzgar Sökülürken tuğlası sızlıyor du bir köşede ar Umut dolu beyaz kar Elbet bir gün yağar Ar damarı çatladı Her şey ikiye katladı Buzağılar bile damdan atladı Sevinçle vuruyorduk Mete Dört bir yanımızı sardı çete Muhtaç edecekler yapay ete Haklı olan değil Aklı olan kazanıyor devrik cümlelerle Hiçbir cümle düşmüyor ayakları üstüne kedi gibi Makinalar konuşuyor sanki kendi dedi gibi Köşeler de laf cambazı doldu Bu yüzyılda şairler bile soldu Kifayetsiz kaldı acının çığlığı Çığ gibi büyüdü sancının sebebi Utanmanın kalktı edebi Gökleri yırtıyor vicdanın sesi Bozuldu artık gırtlağın esi Artırıyor zalimin ezası Allah’ın daha büyüktür cezası Ne olur gelsin artık nemrutun sineği Artık kaldırmıyor iki başlı ineği Ya da hz Davut’un taşı Dağıtsın calutun başı Ve ya ebabil kuşları Dağıtsın bu p#şları |
Üstadı selamlıyorum.Sağlıcakla.Saygıyla.