DİNGİL BEY (48)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın „NEBATİ bakan, hiç de bitkisel biri değildi.
“Neoklasik ekonomi, antienflasyonist ve epistemolojik-heterodoks kopuş” demeçleriyle aksine çok eğlenceliydi. TAYYİP Bey dilini çözemedi. Demeçlerinden müphem şeyler söylediğini düşünüp ya kıskandı ya da baş ekonomistliğine gölge düşeceğini düşünüp ipini çekti... Herkesin yoğurt yiyişi farklı. KEMAL Bey bir taşla iki kuş vurdu. Hem kaybetti hem kaybettirdi. Dört ayaklı, altı sandalyeli masa partisine yaramadı. Ama ülkeye sürüyle vekili olan beş lider birden hediye etti. Kendisinin ise sadece yazıhanesi ve hırsı ile boş hayalleri var. *** AHMET DAVUTOĞLU’nu ayrı tutmalıyız. O farklı. Hem de çok çok farklı. Zira “Stratejik Derinliği” var. Üç gün önce Tayyip Bey’in tek imzayla Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinden 5 milyar 702 milyon lira bağışladığı “Türkiye Maarif Vakfı" (TMV) var ya, o vakfın akıl hocası da kurucusu da Davutoğlu! Bu vakfa yurtdışında eğitim hizmeti verme yetkisi tanıyan yasa tasarısını imzalayıp aynı gece başbakanlıktan istifa eden de o. (24.05.2016) Çünkü onu oraya oturtan kuvvet öyle istemişti. Tasarı 17 Haziran 2016 tarihinde de TBMM’den geçti. Vakfın kuruluş amacı ise öteden beri hep yurtdışındaki FETÖ okullarını sahiplenmek diye açıklanıyor. Oysa, 15 Temmuz’a yani FETÖ’nün ihanetine, rezil bir darbeye kalkışmasına daha 28 gün vardı. Davutoğlu’nun da eniştesi mi vardı? Bilemiyoruz... *** ( Sayın yazar Ahmet Tan’ın 2 Haziran Pazar günü Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınladığı NE SİHİRDİR NE KERAMET, VAKIFLARDADIR „MARİFET“… adlı köşe yazısının başından alıntıdır. Yazının tamamını okumanızı öneririm.)
Bende mi Dingil Bey’’im,
Yük ile arabacıyı çeken, “Hem yakınan hem giden” yalpalayan tekerim? Ya aks-deliğim yalama, yada dingilim eğri benim, hem çeker-hem giderim, şükrederek tanrıma. Arabacı “Hü!” der, hükmeder kamçı vura, aks-dingil-teker yükü çeker... Peki ben neyim beyim, hayvanmıyım acaba? |