ANNEMYARATILMIŞLARIN EN YÜCESİ ANNEM Uğruna cennetlerin ayağına sunulduğu anam Yine giymissin pardüseni Gidiyormusun yoksa anam Sütünle can Kanınla kan verdiğin oğluna Tahta beşikte sallayıp belediğn yavruna Üzerime titreyen acılarıma yar olan anam Kalbindeki temizlikle İnsanları sevmesini öğrettin oğluna Sevgiye doyamadan Ellerinden öpemeden Herkesten herşeyden kıskanamadan Değil uykuların ölümün dahi tatlı olduğu Şevkat dolu kucağında Beni uyutmadan beni öldürmedenmi gidiyorsun anam Bir sokak çocuğu edasında bırakıpta gitme be anam Sana tunadan çaldağından,çamlıbelden Çiçek toplayacaktım Çiçeklerden solmadan gitme be anam Oysa ben senin gelişinle Savaşmaya daha bir bilendim Soysuzluklara.kahbeliklere Kinimi,öfkemi ve nefretimi çıkarmıştım sırtımdan Hep gidenleri andıran Sağnak sağnak yağan Nisan yağmurunun altında yıkanmıştım Tertemizdim ve sana gelmiştim anne İSTANBUL.. İstanbul bir çok şeyimi aldı anne Sevgimi umudumu yarınlarımı Sokaklarında akan Pislik dolu sularıyla Ellerimde hayallerimde kirlendi anne Ellerime sıcaklığını unutturdu Kinim ve öfkem Soysuzlara vurupta gidenlere Hatta ölümlere bile Bana yaşattıklarının bin katını yaşatacaktım Ve... Sıcaklığı unutturulmuş ellerime Kinimi,öfkemi ve silahımı alarak Soğuk gecelerde ayazlar içinde Ölüm içinde ölümü kovaladım anne Bana yaptıklarının Sevdiklerime.. Ellerimle toprağa gömdüğüm sevdalarımın hesabını soracaktım Kızıl kızıl terletecektim onu Aldığı yarınlarım Ve benim olmayan günahlar adına Soysuzca ödediğim veballer adına ÖLÜME kurşun sıkacaktım anne Ölüme ölümün ne demek olduğuna Yaşarken bir ölüye nasıl döönüldüğünü Elerinden umudun ve sevginin nasıl alındığını Her aşkın topraga nasıl gömüldüğünü Ellerini tutamadan nefesini duyamadan Dualar dahi okuyamadan Toprağa nasıl bir can bırakılır onu gosterecektim anne Tüm yenilmişliklere rağmen Ona yenilmyecektim Bırakıpta gidenlere Soysuzca veballerini üslendiklerime SANA.... Binbir gecesinde Ölümler içinde yollra düştüğüm istanbul Kahbe İSTANBUL sana da yenilmeyecektim Bu sözlerin yanında sen vardın anne Yüreğimi bir dağ kadar engin ulaşılmaz kılan Ellerimi.. Kahbeliklerin üzerine balyoz misali bir yumruk yapan gözlerii.. Celladın elindeki satır misali keskınleştiren sen Arkamdaki bin orduya bedel sevgin vardı anne Giyme cıkar pardüseni Söz sana bırakacagım silahımı ve öfkemi Evden her çıkışımda Dönmeyecek zannederek Dönsün diye dualar ettirmeyeceğim Dizlerinde,dizlerinin dibinde Gelinlik bir kız edasında oturacagım söz sana Yeterki... Yeterki bırakma ellerimi ELLERİM.. Ellerinin sıcaklığına hasret anne Sevdiklerini karşılayanlara inat Sevdiklerimi yolcu ettirme otogarlardan Oysa ben o otogarlardan SANA.... Elinde kınası başında duvağı Senin yavrum deyip bağrına basacağın Olmayan kızın yerine koyacağın Ziyamın,sadomun bacısı Akifimin ablası olacak birini getirecektim Kıskanırsın diye sevgimi gostermeyecektim Yanındayken sevginle sevgisini bir tutmayacaktım Senin ağlamana inat Yavrum değip bağrına bastığında gelinini Mutluluğuna ben ağlayacaktım anne Ama anne.. Sana burada böyle birini bulamadım Ellerini öpecek sevgime layık olanı yoktu be anne İstanbulda kendisi gibi Ellerine kına yakacak başına duvağını takacağım Birini bırakmamıştı Kirliydi kirlenmişti Sevdayı sevdaca yaşayanı yoktu be anne MADEMKİ SEN YOKSUN ANNE Gayrı durmam bende gidiyorum Sanada gelecek yüzüm yok anne Geldiğimde ellerini öpecek yüzüm yok Kan bulaştırdığım ellerimi sana veremem anne Kana bürünmüş gözlerimle sana bakam Her bir gününde katil olmuş Katilleştirilmiş bir oğlun Sernin yanında şevkat dolu kucağında yeri yok be anne Oysa sen bana Soysuzluklarda soyluluğu Yapılan tüm kötülüklere sevgiyle Yar gözüne mecnun misali bakayı öğrettin Zalim karşısında bir taş Yar karşısında sevda dolu bir kalp olmayı Acı gününde sığınacağı bir dal olmayı Unutup gitsede unutmamayı Beddua yerine dizlerinin üstünde dua etmesini öğrettin Adilik yapmayı değil Kullanıp atılacak bir meddil gibi degil Yar i yar misali Getirilen bir çehiz misali sevmesini öğrettin Bir anne olsan da delikanlılığı öğrettin Ama anne Bende adileştim Yar yanında yalakalığı rol verdiler iki perdelik kısa ömrümde Perdeside kapanıyor ömür denen sinemanın Gözlerime pus iniyor Ellerim ellerim tirtriyor anne İşte ben ölüme yeniliyorum anne Şunu bilki oğlun kahbelik nedir bilmedi Sevdayı sevdaca yaşadı be anne Kimseyi kirletip atmadı Köşe başlarında ağlatmadı Umudu yıkmadı umudunu yıktırmadı Bedelsiz nefsi için cana kıymadı Sevda celladı olmadı KAn dökmedi Zalimlere,ölümlere karşı kuşanmışken silahımı Sevdama... Umutlarıma... Yarınlarıma sıkıyorum o kurşunları anne Sevdamla Aşkımla sana susamışlığımla Elimden bırakmadığım silahımla Bir top kefen ve Ve senin bitmek tükenmek bilmeyen sevdanla Sana geliyorum anne Aç o kefeni Ve bağrına bas beni ANNE BAĞRINA BASILMAYA GEÇ KALMIŞ OLSAMDA ÖP ALNIMDAN .. ÖP BE ANNEEEEE.... SAHİPSİZ MISRALAR |
ANNELER,SEN NE OLURSAN OL HEP ÖPER.