İSTANBUL, HAY İSTANBUL!
İSTANBUL, HAY İSTANBUL!
Feth-i Mübîn, asırlardır Duyuluyor, hay İstanbul! Beş yüz yetmiş bir yıl vardır Sayılıyor, hay İstanbul! Hani duyan, hani sayan Nerde fetih ruhu yayan Evkâfında bile çıyan Yayılıyor, hay İstanbul! Şehr emini belediye Seni sanmıştır hediye Taş toprağı altın diye Doyuluyor, hay İstanbul! Neler görmüş gözler neler Sosyalde umum hâneler Paha yetmez hazineler Soyuluyor, hay İstanbul! Kadim ruhlar bize küstü Dikelim mi çokça büstü Yerin altı, yerin üstü Yiyiliyor, hay İstanbul! Raksa çalan o sazlara Baharlara ve yazlara Ecnebîler Boğazlara Bayılıyor, hay İstanbul! Duyan yokmuş ciyakları Sahiplenmiş koyakları Fetih nesli ayakları Kayılıyor, hay İstanbul! Medeniyet gitmiş bizden Uzaklaşmış nesil özden Yeminle verilen sözden Cayılıyor, hay İstanbul! Hani Feth’e değer katan Çoğalmıştır değer satan Senin Boğazına batan Ayılıyor, hay İstanbul! Toplum bitmiş gelmiş fertler Dert üstüne yeni dertler Hislilere ağır şartlar Koyuluyor, hay İstanbul! Muhtaç yeni fetihlere Bırakılmaz ateh’lere Bitsin diye fatihlere Kıyılıyor, hay İstanbul! Murat Kahraman Murâdî 29.05.2024/İst. |