TÜRKMENOĞLU DESTANI 🕊️Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Önceden yazmış olduğum bu şiiri profil sayfama eklemeyi düşünmüştüm yazı karakteri sınırlaması nedeniyle eklenemiyor, toplam 4 ayrı şiir halinde 28 dörtlükten oluşan şiiri kullandığım TÜRKMENOĞLU mahlasım için yazılmış ve bugün doğum günüm olması nedeniyle normal şiir olarak paylaşmak istedim.
Şiirde üçüncü dörtlükte anılan ozanımız, 17.5.2021 tarihinde aramızdan ayrılan Âşık Mahmut ÇELİKGÜN’e Cenab-ı Hak’tan rahmet diliyorum, mekânı cennet olsun inşallah 🙏 ŞİİR VİDEOSUNDAKİ ŞARKI SÖZLERİ: ÖLÜRÜM TÜRKİYEM (Mustafa Yıldızdoğan) Baş koymuşum Türkiyemin yoluna Düzlüğüne yokuşuna ölürüm Asırlardır kır atımı suladım Irmağının akışına ölürüm Türkiyem Sevdalıyım yangın yeri bu sinem Doksan yıldır çile çekmiş hep ninem Pınarlardan su doldurur Eminem Mavi boncuk takışına ölürüm Türkiyem Düğünüm, derneğim, halayım, barım, Toprağım, ekmeğim, namusum, arım Kilimlerde çizgi çizgi efkarım, Heybelerin nakışına ölürüm Türkiyem Söz:Dilaver Cebeci (1943-2008) Beste: Mustafa Yıldızdoğan TÜRKMENOĞLU DESTANI (1) Millî ve de manevî değerlere saygılı Manevî duyguların dilidir Türkmenoğlu Şehitlerin otağı vatan için kaygılı Coşan millî duygunun selidir Türkmenoğlu Karşıdır tüm dünyada yapılan zulümlere Kalbiyle, kalemiyle, buğzeder zâlimlere Her zaman saygı duyar, ilmiyle âlimlere Mazlumların uzanan elidir Türkmenoğlu Hep gönlünde yaşatır kaybettiği âşığı Çok erkenden terk etti kararınca ışığı Turhal’da Akçatarla ozanımın beşiği Hüzün veren sazının telidir Türkmenoğlu Dört mevsimin dördü de apayrı, başka güzel Kışla bahar, yaz ve güz, hepsi kendine özel Her mevsime yazılsa, her birine bir gazel Baharı müjdeleyen yelidir Türkmenoğlu Baharda yeşillenen, güzün düşen yaprağın Rengarenk açmış nergis, lale, sümbül, leylağın Uzakta kalsa bile aşığıdır toprağın Tarladaki çiftçinin belidir Türkmenoğlu Sevdâlı şiir yazar aklına estiğinde Kalemi hüznü çizer, hayata küstüğünde Taşlama, hiciv dizer, boğazdan kıstığında Kara sevdaya düşen delidir Türkmenoğlu İlelebet payidar olmalı Cumhuriyet Ulusuna gönülden bağlılıktır milliyet Kanla sulanmış vatan, böyle geldi hürriyet Sembolü al bayrağın alıdır Türkmenoğlu TÜRKMENOĞLU DESTANI (2) Kelime-i şehâdet şahididir tevhidin Yüce Mevlâ’m her zaman uludur Türkmenoğlu Bineceği; vurulup düştüğünde şehidin Bayrağına sarılmış salıdır Türkmenoğlu Nice el sanatları; el emeği göz nuru Hepsi de bu vatanın baştan başa gururu Çalışarak üretir sonra bulur huzuru Tezgahında dokunan halıdır Türkmenoğlu Baharda rengârenktir, açan bütün çiçekler Üzerinde uçuşur, her renkte kelebekler Özünü almak için arılar sıra bekler Şifa veren, arının balıdır Türkmenoğlu Kendini adam sanan, bekler hep övenleri Aciz olanı sevmem, kadını dövenleri Aşık olana düşman, çekemez sevenleri Ayıranlar kara bir çalıdır Türkmenoğlu Bağımızda çıkardım ağacın tepesine Doldururdum kirazı atımın heybesine Sakın çıkma dediler ağacın körpesine Gevrek olan eriğin dalıdır Türkmenoğlu Patlıcanı yemek yap, bayıltmadan imamı Kir tutmak istemezsen, ihmal etme hamamı Deden sanma gördüğün her sakallı adamı Sakalsızdan ayıran kılıdır Türkmenoğlu Her ülkede farklıdır, hepsi başka biçimde Cumhuriyet örneği, söyleyin varsa kimde Yıl iki bin yirmi üç, yirmi dokuz Ekim’de Onur veren yüzüncü yılıdır Türkmenoğlu TÜRKMENOĞLU DESTANI (3) Kor ateş yandığında geriye külü kalır Küllenmiş bir ateşin külüdür Türkmenoğlu Kış çetin geçse bile yerini bahar alır Bahar gelince açan gülüdür Türkmenoğlu Sevenleri yaşat ki ; sevdâlar yaşasın der Yaşanırsa sevdâlar bir ömür mutlu eder Melekler de gün gelir, yuvadan uçup gider Gelinlerin duvakta tülüdür Türkmenoğlu Duyduğunda uyanır, horozun ötüşünü Hayal eder sahilde, kumlarda yatışını Nemrut’ta seyre dalar güneşin batışını Dağ üstünde krater gölüdür Türkmenoğlu Yanlış yola meyletmez gitse de geri döner Bilir ki yalancının mumu çok çabuk söner Güzel olan ne varsa her zaman onu dener Hakk’a doğru gidenin yoludur Türkmenoğlu Akşam güneşi çıkar, güzeli görüp vurur O güzeli görenin dili damağı kurur Nice kilitli kapı, açanı bekler durur Kilitlenmiş kapının koludur Türkmenoğlu Ülkemizde dört mevsim, nice ürün yetişir Kiraz festivalinde âşıkları atışır Bahçesinde, bağında serçe, bülbül ötüşür Bursa’nın şeftalisi suludur Türkmenoğlu Yaşın ilerlese de senden büyüğü vardır Hep saygılı davranmak bilene edep, ardır Sohbetini dinlersen öğrendiklerin kârdır Sevgi, saygı, hürmetle doludur Türkmenoğlu TÜRKMENOĞLU DESTANI (4) Allah bize yeter der; O ne güzel vekildir Yüce Mevlâ’m her zaman uludur Türkmenoğlu Eşi benzeri yoktur, O her zaman tekildir Mevlâ’mızın şükreden kuludur Türkmenoğlu Her yöreden yiğitler, ozanlar çıkagelmiş Mecnun çöllere düşmüş,Ferhat da dağı delmiş Kimi yaban elleri kendi vatanı bilmiş Köroğlu’nun vatanı Bolu’dur Türkmenoğlu Doğuda metrelerce yağan karlar bıktırmış Hastaları bindirip kızaklarla çektirmiş Mart kapıdan baktırıp kazma kürek yaktırmış Mart’ta çiçeği döken, doludur Türkmenoğlu Orta oyunundadır, Pişekâr, Kavuklusu Her zaman hoşa gider pilavın tavuklusu Dağdaki Köroğlu’nun olmaz mı yavuklusu Yiğidin korktuğu yer soludur Türkmenoğlu Yolculuğa çıkarken önce bir yola bakın Beşe kadar sayarsan hafta sonu çok yakın Pazartesidir diye sendroma girme sakın Haftada ikinci gün Salı’dır Türkmenoğlu Güneşin aydınlatıp karanlığı boğduğu Çamlıbel tepesine kışın karın yağdığı Plevne’yi savunan komutanın doğduğu Gazi Osman Paşa’nın ilidir Türkmenoğlu Sezar’ın "Geldim, Gördüm, Yendim" dediği kale Kanlı Zela savaşı, kolay değildi dile Zela ismi dönüşür, ilçenin adı Zile Doğum yeri, tarihî Zile’dir Türkmenoğlu Türkmenoğlu (Şükrü Atay) DOST YÜREĞİNDEN SÜZÜLENLER (Sonsuz teşekkürlerimle) İlminin ziyasıdır destanlaşan duygular İnsanlıktan yanadır onda bütün kaygılar Bizdende olacaktır ona sonsuz saygılar Allahın sevilen bir; kuludur Türkmenoğlu _____ Ahmet KARA (HASSASÎ) |