4
Yorum
17
Beğeni
0,0
Puan
650
Okunma
toprağa
yürür
su...
kafiyesiz
sözlerin
yayılması
gibi
boşlukta.
toprağa
yürür
su...
mecaz
zaman:
antik
bir
orman
gel
ve
bana
küs...
daha
çok.
azalıyor
saçlarının
kırıklarına
sakladığın
gündoğumların...
kızıl
ve
kekre.
bir
tat
ki
göğüs
kafesinde
tuzaklar
kurup,
öldürüyorsun
benli
düşlerini.
mavi
ve
siyah
pas
ve
iyot
değil.
kollarını
iki
yana
açışı
bir
martının
dal
ve
koku
mecaz
zamana
bir
patika
açılır
yüreğinde.
gözlerine
yürür
kan.
mecaz
mekân:
bir
inkalının
el
yazmaları
hiyeroglif
düş
bozumları
ki
yarılır
Nil
bir
iz
bir
yürek
bir
koku
ve
bir
iz/
daha...
heyelansız
bir
taşınma
yüreğinden
yüreğime
düş
kırılmasıdır.
bir
kaburga
sesi...
şimdi
ve
içimde.
derinlerimde
daha
sıkı
vur
ve
dağıt
gülüşümü
boşluklarım.
ışıkları
kapatılmış
odalar
gibi
çekiyor
dizlerini
karnına...
ve
ses!
toprağa
yürür
su..
ojesiz
tırnaklarıyla
yarasını
kaşıyan
bir
kadın.
aynada/
bir
kadın
yanım da
yüreğimde
içimde
şiirimde..
mısraların
perdelerini
kaldıran
bir
geceye
benzer
sureti...
İşaretler...
unutma,
yol
yürüyenin
değil.
görenindir.
iliğine
işliyor
sızısı.
buna
izin
vermeliyim...
mecaz
mekân:
oda
karanlık
ve
bir
yatak
çoraplarını
giy
ve
bana
gel.
kışlıklarını
at.
boşalt
dolaplarını
yük
ağır
olan
değil
kullanılmayandır.
gel
ve
devril
üstüme
bir
nefes
bir
nefes/
daha
kaşınır,
bebeklerinde
gözlerimin
uykularıma
kaçan
rüyan
ve
görüntün.
yüreğimde..
(...)